Gülmenin-kahkahanın bir intikam biçimi olabileceğini
yazmıştım, gülme, hani “son iyi güler” misali eski metinlerde, sözlü kültürde geniş
bir yer buluyor kendine. Kuran’dan bir iki örnek vereceğim.
İlk örnek, Hud suresinden... ki itiraf etmem gerekirse bu
bölümü bir karikatür sahnesi gibi hayal ederim hep. Gemi yaparak Büyük Tufan’a hazırlanan Nuh
Peygamber, malumunuz, çevresindekiler tarafından alaya alınır, ‘napcan o koca
gemiyi” mi diyorlardı acaba? Surede gülenler için şöyle deniyor: “Bizimle alay
ediyorsunuz, biz de sizinle alay edeceğiz. Tıpkı sizin eğlendiğiniz gibi”
(11/38). Zühruf suresinde (43/47) “Musa, onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar
bu ayetlere gülüyorlardı” denmiş. Benzer bir ifade, Muttaffifin suresinde
mevcut: “...suça batmış olanlar, iman sahiplerine gülerlerdi (83/29)...işte
bugün, iman sahipleri küfre batmışlara gülüyor” (83/84).
Alıntılar gülmeyi öç alarak yapılan bir zafer kutlaması
biçiminde tarif ediyor, “son gülen iyi güler” türü bir vurguyla anlatıyor.
Birileri (dinsizler), gülerek, inananlara saldırdıkları için elbette, devran
dönüp gün geldiğinde inananlar (kendilerine gülündüğü için üzülenler), gülerek,
gülenlere/saldıranlara acı çektiriyorlar. Gülme, burada kesinlikle şiddeti
içeriyor.
Buradan zihinsel bir sıçrama yapmanızı isteyeceğim, eski
yargılama biçimlerini düşünün… Kadı’nın karşısına çıkan köylüleri hayal edin.
Köylü, bir suç işlemiş, bir nedenden dolayı şikayet edilmiş, bir ceza görecek,
görmemek için ne yapmalı… Af dilemeli, pişmanlık göstermeli, yalvarmalı ve
mümkünse ağlamalı… Çiçero mu derdi, ağlamalısınız, ağlamazsanız yargıç size
acımaz diyen… Hep söylerim, Nasrettin Hoca, kendisine eziyet eden Timur’a kızsa
ne olur, kızmasa ne olur, onu affetse ne olur, affetmese ne olur… Ama Timur
affetmezse Hoca ölür gider. Merhamet etmesi gereken Hoca değil Timur’dur… Acıma
hakkı, soylulara, okumuşlara ve yöneticilere verilmiştir… tabi olanlar, onlar
karşısında ancak kendilerini acındırırlar, ağlayarak yalvararak içinde
bulundukları cendereden kurtulmaya çalışırlar.
Konu uzun da… diyeceğim şu, muzaffer (ve hakim) olan güleni
ve gülünecek olanı belirler, neye acıyacağının veya neye acımayacağının kararı
keyfi olarak kendisi verir. Kapitalizm her zaman kazanır gibi bir hayat kuralı bu!
güzel yazı olmuş
YanıtlaSilhttps://www.karamurselhabersitesi.com