Cuma, Haziran 21, 2024

Resimdeki Kadın


Yukarıdaki kitap görseli fotoromanın popüler olduğu günlerden... Hürriyet'in yan yayınlarından olan magazin gazetesi Kelebek'ten çıkan fotoromanlardan biri...Muhtemelen 1977 yılından... Haldun Dormen yazıp yönettiği için aldım. Melodram sanmıştım meğer polisiyeymiş... Üstelik, başroldeki polis komiseri rolünde çizgi romancı olarak hayatı boyunca benzer nitelikte işler üreten Süleyman Turan varmış...


Hikaye ünlü bir mankenin (Sezer Güvenirgil) evinde (yüzü tanınmayacak biçimde yaralanmış bir halde) ölü bulunmasıyla başlıyor, Komiserimiz geliyor ve önce cesedi bulan evin hizmetçisiyle sonra nişanlısı ve yakın bir erkek arkadaşıyla konuşarak "tahkikata" başlıyor. Karşı komşunun aşkına karşılık bulamadığı için kalbi kırılmış delikanlı oğlu da dahil oluyor işin içine...

Dormen, garip bir şey yapmış, tiyatrodan gelme bir alışkanlıkla, bütün hikayeyi, kısa flashbackler dışında evin salonunda geçirmiş. Komiserimiz, cinayeti araştırdıkça, salondaki fotoğrafa aşık oluyor, evden bir türlü gidemiyor, orada sabahlamaya, hafif hafif içmeye dahi başlıyor. İyi anlatılamamış olsa da enteresan...

Derken, kız bir gece ortaya çıkıyor, meğer ölmemiş, meğer ölen bir başka manken arkadaşıymış... Resme aşık olan sarhoş komiserimiz onu kanlı canlı karşısında görünce hayal gördüğünü sanıyor, arkadaşı onu görünce düşüp bayılıyor, hizmetçi fenalaşıyor vs vs...

Dormen, teatral bir sürpriz yapmakla birlikte finali yükseltememiş, olduramamış... Pek de güçlü olmayan bir öldürme motivasyonu olan bir katil çıkartmış ortaya...

Maksadım, onca yıl sonra "pulp" bir işi "eleştirmek" değil, doğal olarak yüksek bir beklentiyle okumadım kitabı... İlginç yönleri olmakla birlikte kaçırılmış bir hikaye olarak ilgimi çektiği için yazdım bunları...

3 yorum:

  1. Hikâye, Otto Preminger'in 1947 tarihli klasiği Laura'dan alınmış.

    https://www.imdb.com/title/tt0037008/

    YanıtlaSil
  2. Katkı için teşekkürler, filmi seyredeceğim, ayrıca yazarım...

    YanıtlaSil
  3. Filmi seyrettim, evet, fazlasıyla benziyor, hatta intihal diyen çıkar ama o kadar "suyunun suyu" olmuş ki, Dormen'e yakışmamış diyip geçelim, "yazan" demese iyiymiş...

    YanıtlaSil