Cuma, Temmuz 05, 2019

Çizgilere Derkenar 16


Yukarıdaki kare, bizde (ilk olarak Doğan Kardeş dergisinde) Tetikçi adıyla yayınlanan Le Tueur’un Long Feu isimli birinci albümünden. Karede görünen kitaptan söz edeceğim. Orijinal adı Der Kampf mit dem Dämon. Hölderlin – Kleist – Nietzsche olan genellikle Nietzshe adıyla sunulan Zweig kitabının Fransızca baskısı resmedilmiş... Bizde Gürsel Aytaç çevirisiyle ve Kendileriyle Savaşanlar adıyla İş Bankası Yayınlarından çıktı.

Çizgi romanın kahramanı olan kiralık katilin sıkıntı dolu hezeyanlarını izlerken ve tam da intiharın eşiğine geldiği anda görüyoruz kitabı. Başarılı bir gönderme, biliyorsunuz Zweig da dramatik bir biçimde intihar ederek hayatını sonlandırır. Sadece o değil, düzelteyim, Zweig’in kitabında anlatılan isimlerden Hölderlin intiharın eşiğinde sayılarak, hayatının son günlerini gözetim altında geçirir. Bir diğeri olan Kleist intihar eder ve nihayet Nietzsche ise zihinsel yeteneklerini yitirerek ölecektir. Metinlerindeki tutarsızlıkların Sifilis hastalığından kaynaklandığı iddia edilir. Kitap, ister istemez ölümle ve ölmekle ilgili kafa yoran, o kıyılarda gezinen sanatçıları anlatır.


Diabolik Yaz, güzel ve yeni bir hikaye. Nostaljisi de var, muamması da...Yeniliği şurdan, tabii ki, böyle bir hikaye ve kurgu, çizgi roman için farklı ve yeni duracak... Benim kastettiğim, edebiyat için de sinema için yeni durması...  Garip bir yerden başlıyor anlatacaklarına, oğul, babasının öleceğini ta en baştan söylüyor. Elli yıl önceki bir muammayı okuyoruz. Hikaye, hem polisiye  hem de büyüme hikayesi gibi duruyor. Arada kalmışlığı, melezliği başarısının nedeni. Pulp ile soğuk savaşı, gençlerle ebeveynleri, Nazilerle komünistleri, sağcılarla solcuları, aşkla cinselliği, suçla cezayı  iyi "karıştırıyor". Ben finalden çok, gittiği yoldan ve ayrıntılarından hoşlandım. Diabolik abartısında "büyük hikaye" ve "pulp" gözüküp "küçük" ve "edebi" kalabilmek-olabilmek maharet ister. Diabolik Yaz, bunun üstesinden gelmiş.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder