Dün yeni bir vesile daha oldu, tarihi bir an'a daha şahitlik ettik, "yok artık", "yuh artık" dedirten bir yaptırımın mağdurları olduk. Akıllara ziyan bir biçimde İstanbul'da seçimler iptal edildi.
Çocuklarımıza muhtemelen gülerek anlatacağız, zekasızlığımızı, manasızlığımızı tam olarak ifade edemeyeceğiz.
O günü yaşarsak, ne diyeceğimizi düşünürüz, o faslı geçelim ...Dönüp bugünün hakkını teslim edelim, gülelim ve üzülelim. Gülelim çünkü yüzlerce eğitimli insan, iptal gerekçesini sıralarken ciddiyetle, büyük pozlarla, gözümüzün içine baka baka, akıldışı sebepler sıralıyor. Ülen diyorsun para, sen nelere kadirsin... Üzülüyorsun çünkü böyleyken böyle, ülkeyi boydan boya yardılar. Velev ki, seçim galibi tekrar seçilemezse kimseyi kazandıklarına inandıramayacaklar.
Vicdanları yaralamaya, yok saymaya, bu kadar korkutmaya ve bastırmaya değecek mi?
Çok açık bir biçimde yenildiler, yeniliyorlar. Başaşağı gidiyorlar, başka bir izahı yok.
Öyle bir garabetin içine düştük ki ; ipin ucunu yakalamak mümkün mü acaba?
YanıtlaSilYitirdiklerimiz devasa. Gedik çook büyüdü.
Ve bana kalırsa , ne yazık ki bundan sonra sonuç ne olursa olsun yenilen de başaşağı giden de sadece ve sadece emeğiyle çalışıp kazanmak zorunda olanlar. Distopya gerçeğimiz oldu.