Pazar, Aralık 09, 2018

Vıtvıt


Ben çocukken çizgi roman karşıtları, çizgi romanın çocuklara okutulmaması gerektiğini iddia ederlerdi. Çizgi roman kolay anlaşılıyordu, basitti, okuması kolaydı, çocukları daha derin ve emek isteyen edebi eserlerden uzaklaştırıyordu filan. 

Üç aşağı beş yukarı, çizgi roman seven her insan bu argümanlara cevap vermek zorunda kalmıştır. Çizgi roman okuduğunu söylemek bile hafiften cesaret işiydi, çocuksu bulunabiliyor, küçümseniyordun. Hayatım boyunca çeşitli ölçülerde buna muhatap oldum. Çizgi romana harcadığım enerjiye üzülen sayısız hocam oldu. 

Halbuki nedir ki, bu da pek çok anlatım türü gibi çizgi roman da eğlencedir, sanatla ticaret arasında salınır durur. Seversin okursun, sevmezsin okumazsın. Yok işte, hayatımız öğretmenlerle polislerin cenderesinde geçtiği için yanlış-doğru, değerli-değersiz, yüksek sanat-popüler vıtvıt diye diye sürüklenip duruyoruz. 

Söylenenler, sanat tarifleri, beğeni ölçütleri hoşumuza gitse de gitmese de bizi etkiliyor. Çizgi roman sanattır iddiamızın altında da bu nedenle bir meşruiyet arayışı var. Kabul ettirmeye çalışıyoruz. Sanat tanımının kendisini değil de, o tanımı sahiplenenlerle uğraşıyoruz. 

1 yorum: