Üç aşağı beş yukarı, çizgi roman seven her insan bu
argümanlara cevap vermek zorunda kalmıştır. Çizgi roman okuduğunu söylemek bile
hafiften cesaret işiydi, çocuksu bulunabiliyor, küçümseniyordun. Hayatım
boyunca çeşitli ölçülerde buna muhatap oldum. Çizgi romana harcadığım enerjiye
üzülen sayısız hocam oldu.
Halbuki nedir ki, bu da pek çok anlatım türü gibi çizgi
roman da eğlencedir, sanatla ticaret arasında salınır durur. Seversin okursun,
sevmezsin okumazsın. Yok işte, hayatımız öğretmenlerle polislerin cenderesinde
geçtiği için yanlış-doğru, değerli-değersiz, yüksek sanat-popüler vıtvıt diye
diye sürüklenip duruyoruz.
Söylenenler, sanat tarifleri, beğeni ölçütleri hoşumuza
gitse de gitmese de bizi etkiliyor. Çizgi roman sanattır iddiamızın altında da
bu nedenle bir meşruiyet arayışı var. Kabul ettirmeye çalışıyoruz. Sanat
tanımının kendisini değil de, o tanımı sahiplenenlerle uğraşıyoruz.
Ben tüm söylemlere inat okumayı çok seviyordum.
YanıtlaSil