Pazar, Eylül 23, 2018

Son Okuduklarım 25


Uzun zamandır okuduğum kitapları yazmadığımı fark ettim. Emeklilik öncesinde yayınevindeki işleri devrederken marazi bir yoğunluğum olmuştu, üstelik, bir yandan da senaryo yazıyordum. Meşgaleler nedeniyle enikonu bu faslı savsakladım. Bazen öyle oldu ki, ancak yollarda okuyabildim. İtiraf edeyim, emeklilik sonrası hayatımı düzenleyebilmiş değilim.

Laf uzamasın, Osmanlı Vampirleri, Avrupa tarzı tezleri, uzun bir makaleyi andırıyor. Bizim tezler daha uzun, çoğu zaman da hantal oluyor. Demem o ki, kısalığı bir dert değil, iyi toparlanmış bir literatür özeti içeriyor. Kendi adıma, Türkçe kaynakları da toparlasaydı, keşke onu da o literatür özetine dahil etseydi dedim. Hollywood akademik bir çizgi roman. İddiası da şu, 1970'lerden sonra sinema gücünü ve enerjisini yitirdi demeye getiriyor. Ben bu tür ayrımları çok anlamlı bulmuyorum ama ilgimi çeken, bu tür iddiaların nasıl savunulduğu oluyor. Tez ve varsayım dediğimiz de böyle bir şey zaten. Bence ilginç bir kitap. Elebaşılar-Hergeleler, Vargas Llosa'nın acemilik öyküleri. Yazarı sevdiğim için okudum, ilk denemeler olması nedeniyle bildiğimiz tarzının dışında duruyor, yazarın arayışlarını okuyorsunuz. Sadakatsiz Aşklar, terapide anlatılan "arzu ve saplantı" hikayeleri olarak nitelenebilir. İlginç bölümler içeriyor. Aktüel bir tarafı var, mesele sadece aldatma değil orta sınıf savrulmaları demek daha doğru belki.


Galeano, bana çok yazıyor gibi geliyor, çalışkanlığını seviyorum, yazdıklarına da mutlaka ilgi gösteriyorum ama neblim, irtifa da kaybediyor sanki. Kadınlar'ı  bütün o ergen iştahı ve romantik hevesine karşı sası buldum. Babylon Berlin, kitabın filmden sonra çıkan çizgi roman uyarlaması. Yanlış olmasın, belki daha önce de çıkmışsa bile diziden sonra hatırlanmış, yeniden piyasaya verilmiştir. Kapakta da diziye atıf yapılmış hatta. Çizgi roman uyarlaması, beklentim düşüktü ama hiç fena değil. Siyah beyaz ve çok sayfalı olmuş. Çizgilerle Dünya Futbol Tarihi, hayli İngiliz, hayli Britanyalı bir kitap. Mizahi ve çok yazılı bir çizgili anlatı. Argoya ve aktüel futbol lafazanlıklarına fazlasıyla refererans veriyor, okuru zorlayan kitaplardan. Tercümesinin külfetli olduğu, çok uğraştırdığı anlaşılıyor. Ayı, Çehov'un kısa oyunlarından derlenmiş bir kitap. Çehov'un mizahına, itiraz mantığına, gevezeliğine ve iyimserliğine ihtiyaç duyduğum zamanlar oluyor.


Leon, çizer De Crécy ile "yazar" Chomet'in mahkemelik olarak ayrılmadan önce birlikte yaptıkları ünlü çalışmaları. Okumamıştım, devamı geleceği için ayrıntılı yorum yapmayacağım ama hikayeden çok karakterler ilginç demekle yetineyim. "Ben hikayeyle değil karakterlerle ilgilenirim" diyenlerin çoğaldığı bir çağdayız. Saydam Turp, Mo Yan'ın öyküleri. İlginçler, gerçekçi giden bir hikaye birdenbire fantastik bir yöne savrulabiliyor. İnsan, sert bir yoksunluk içinde direksiyonun kırıldığı tarafa şaşırıyor. Arkadaşım Dahmer, bir seri katili anlatıyor. Yazarın, bu tuhaf adamı ta lise yıllarından tanıması, onunla sınıf arkadaşı olması, o dönemi anlatması, albümü ilginç kılıyor. Nitelikli bir grafik roman. Ülkü Tamer'in anıları çok başarılıdır. Alleben Öyküleri, bu anı kitaplarının gerisindeler, ama onları öncüleyen izlere sahipler. Coşkuları var, taşrayı anlatırken romantik bir pembelik taşıyorlar.

2 yorum:

  1. Hocam okumalarinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  2. Değerli paylaşımınız için teşekkürler, içlerinden bir çoğunu okumadım. Sayenizde fikir sahibi oldum. Çehov'u ilk fırsatta okuyacağım.

    YanıtlaSil