Elde yok, avuçta yok, hastalık var. Doktor, ilâç iktiza
etse yandım. Öyle bir devire geldik ki, ağız tadıyle, rahat rahat ölemezsin (Orhan
Kemal, Eskici Dükkanı)
Ve zaten, bir şey “post” oluncaya kadar sorun yok, anlıyorum.
Örneğin “strüktüralizm”i anlıyorum. “Post-strüktüralist” olunca iş değişiyor
(Sadık Özben, Post-Modernizm).
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, / Birçok
seneler geçti; dönen yok seferinden (Yahya Kemal Beyatlı, Sessiz Gemi).
Bunda garip bir şey yok: Her insan –sevsin sevmesin–
ölümünden az önce yeniden annesinin çocuğu olmak ister (Mehmet Eroğlu, Kusma
Kulübü).
Aşk ırmağının suçu yok; / Bizim maşrapamız küçük... (Mevlânâ
)
Bezirgân züğürtleyince geçmiş defterleri yoklar (Halk
deyişi)
vara yoğa yok deme, yok olur..(kim demiş bilmiyorum ,küçükken büyüklerden duyardım)
YanıtlaSil