Cumartesi, Nisan 07, 2018

Son Okuduklarım 24


Muzip Tanrı, Fournier sevdasıyla arayıp bulduğum bir kitap. Mizahın ve dünya tasarımının çok öne çıktığı, karakter devamlılığı ve tahkiyenin o ölçüde önemsenmediği bir anlatı. Yazarın diğer kitaplarındaki tadı bulamıyorsunuz ama hiç güzel değil diyemem. Hırsıza Her Gün Bayram için romandan çok anlatı mı demeli acaba... Eskiden, gazeteciler, uzun uzun bir yerlerde yaşar, takılır, araştırır, okura yaşadıklarıyla ilgili her bakımdan enteresan hikayeler anlatırlardı. Edebiyatla habercilik arasında salınan ilginç işlerdi. Yazarın yaptığı da bu. Nijerya'da hırsızlık çeşitlerini anlatıyor, üstelik bazen bunu çok mahirane başarıyor. The Art of Paineted Comics (2016) çizgi roman dünyasındaki renk atan sanatçıları, kapakları, yayınevilerini, akımları illüstrasyonların tarihini anlatıyor. Bütün referans kitaplar gibi bazen katalog gibi de oluyor. Katalog derken okunan değil bakılan kitap olma riskinden söz ediyorum. Kızlarağasının Piçi, Koçu'nun yazılarından derlenmiş incecik bir kitap. Erkekleri ve kadınları anlatırken iştahlanması yine ilginç, güzel poz yapıyor, hikayesi ilginç olursa güzel de duruyor. Gel gör ki, bu derlemeden vay ilginçmiş diyeceğimiz hikaye.ancak bir tane çıkar.


Tao Te Ching'i Ursula K. Le Guin nedeniyle aldım, bu tür "öğüt" kitaplarını el atında tutmayı, nasıl bir ahlak ve dünya tahayyül ettiklerini düşünmeyi oldum olası severim. Ursula, dizelere yorumlar yapmış, bazen yazdıkları açıklayıcı durmuyor, dizelerden çok onun yazdıklarını anlamaya çalışıyorsunuz. Yağ Tulumu, epeyce önce çıkmış edebiyat uyarlamalarından biri. Artık bu denli az sayfalı kitaplara okurun ilgi göstermediği aşikarlaşmış durumda. Bu uyarlama da kaybolup gidenlerden. Oysa de Maupassant'ın bu öyküsü, açık ara olağanüstüdür, çağını aşan, yazıldığında insanları yerinden hoplatan çok cesur bir öyküdür. Bizimle Fransızları mukayese etmek, eleştiriyi ve edebiyatı düşünmek için iyi bir örnek...İyi de çizilmiş, hiç de fena olmayan biçimde uzatılmış...How Obelix Fell İnto the Magic Potion, bir çizgi roman değil... Hopdedediks'in kazana düşme hikayesinin anlatıldığı resimli bir kitap. Karakterlerin çocukluklarını göstermesi, kazan hikayesini anlatması ilginç ama galiba Uderzo'nun serbest takılması, farklı bir çizgiyle değişik bir şey denemiş olması daha ilginç. Babalar ve Kızları, Mary Talbot'un otobiyografik nitelikli hikayesi. Bir Joyce uzmanı olan babasıyla ilişkisini Joyce'un sonu akıl hastanesinde biten kızıyla olan ilişkisiyle birarada anlatıyor. Başarılı bir "kadın" hikayesi, iyi bir "erkeklik eleştirisi."


Hızlandıkça Azalıyorum, sakin bir dille anlatılan buruk ve ironik bir roman. O tatlı yaşlı kadına gitgide ısınıyorsunuz. Ne yazacağını merak ettiğim bir yazarla karşılaştım. Nâzım'la 1933-1938 Yılları, tahmin edilebileceği gibi o yılları anlatan bir hatıra kitabı. Hatıraları anlatmak konusunda biraz ürkek, biraz ihtiyatlı bir kitap olduğunu söylemem gerek. İfşaat beklemiyordum ama yine de bilerek sustuğunu hissettiriyor. Diğer yandan iyi eğitimli insanlara, liberterlere çektirilen azabı okumak, üstelik bunu defalarca yapınca, değişmediğimizi düşünmek insana koyuyor. Saniyede beş bin kilometre hakkında bu ay çıkan Sabit Fikir'e yazdım. Sevdiğim türden bir hikayesi var, abartılı gelecek biliyorum ama şöyle söyleyeyim, her edebiyatsever okumalı, her yazar incelemeli... The Art of Howard Chaykin, ünlü çizer hakkında bir albüm, enformasyondan çok güzelleme diye nitelemek gerekiyor. Chaykin'i seviyorsanız, albüme uzun uzun bakıyorsunuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder