Cuma, Şubat 02, 2018

Sosyal Medya Paylaşımı


Hemen her gün, "sosyal medya paylaşımları" nedeniyle biri gözaltına alınıyor. Bizim ülke olarak dünyayla, ifade özgürlüğü ve demokrasiyle ilişkimiz günbegün sönümlendiği için hemen hepsi bize "sıradan", "mümkün" ve "normal" geliyor. Bu sabah Emek'i almışlar örneğin. Tanıdığım ve bildiğim biri olduğu için ne yapmış-ne yazmış olabilir diye şaşırıyorsunuz. Hoş, sorunun da benim şaşırmamın da bir anlamı yok.

Sosyal medya paylaşımları" denilen şey aslında sadece "twitter". Anlaşılan o ki, muktedirlerimiz, kendileri orada oldukları için olabilir, orayı haddinden fazla önemsiyorlar. Bu önemseme işi tuhaf bir ruh hali getirir insana, önemsememek kendini ve yazdıklarını önemsememek anlamına gelir çünkü.

Arap Baharı ve Gezi’yle ilgili olup bitenleri twitter’ın gücüne bağlamak büyük ölçüde komplo teorilerine teşne olan ruh hallerinden kaynaklanıyor bana kalırsa. Hiç etkisi/katkısı yok diyemeyiz ama bir haberleşme ağından “isyan” veya “devrim” çıkacağını sanmak tek kelimeyle saflık olur. Bir toplumsal huzursuzluk olmasa, o isyanların bir tabanı olmasa, o isyanlar olamazdı.

Twitter gündemine dikkat kesilirseniz “az sonra” infilak edeceğimizi, devrim olacağını, hükümetin devrileceğini, “düşmanlar” tarafından işgal edebileceğimizi, her köşede hainlerin olduğunu, herkesin bizi ve konuştuklarımızı konuştuğunu filan sanabiliriz. Twitter’da konuşulanlar, yazılıp çizilenler çerçevesinde çevreye, şehre, ülkeye veya dünyaya bakılamaz ve yorumlanamaz. Bir şeyden haberdar olabiliriz, fikir yürütebiliriz ama haberdar olduğumuz şeyin ve fikrimizin doğru olmama ihtimalini bilmemiz-hesap etmememiz lazım. Ülke böyle yaşamıyor, “az sonra bir şey olmayacak” dememiz ve düşünmemiz gerekiyor.

Popüler kültür açısından bakarsak, olacak olan şu: twitter, süratle irtifa kaybedecek, ki kaybediyor, bu denli politize ve krimanalize edilen bir yer, popülerliğini yitirir, ki yitiriyor.

Twitter’ı bu kadar abartmayı tercih eden muktedirler, bunu istiyorlar mı peki?  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder