Zor bir dönemden geçiyoruz, hem çok sessiz hem de çok gürültülü bir dönem, öyle olur mu demeyin, oluyor, yaşıyoruz. Muktedirle hesaplaşmak ve tartışmak, muhalefet etmek pek kolay değil. Verilen cezalar, alıkonulmalar, cezalar anlaşılır ve kabul edilebilir gibi değil. Öte yandan büyük bir hırgür var, muhalifler birbirlerini (daha kolay olduğu için olabilir, güçleri ancak onlara yettiği için olabilir) hainlikle suçluyorlar.
Kişisel olarak her zaman, bir eleştirinin muktedirlerin işine yarayıp yaramadığına bakıyorum. Ta kendimi ilk solcu saydığım günlerde, Aziz Nesin düşürdü aklıma.
Birini sevmemek, onun fikirlerine katılmamak mümkün, okur yazarlığın doğasında eleştiri var. Ama bu eleştirellik, karşı çıktığımız fikirlerle, muhalefet ettiğimiz insanlarla bizi yan yana getiriyorsa işte orada bir yanlışlık var demektir.
Şikâyet ettiğimiz şeylerin sorumlularıyla yan yana gelmek, eleştirilerimizin ihbar kabul edilmesi, ihbar işlevi görmesi anlamına gelir. Unutmayalım ki, ihbar, linç ikliminin bir pervanesidir. Hararet gösterdiğimiz şeyler, bir bakmışız, sağcıların lincine vesile olmuş...
Ne diyordu Aziz Nesin: "Gerekiyorsa susarım”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder