Pazartesi, Şubat 19, 2018

Genç editöre notlar



[Sosyal medyada küfür, yalan, iftira ve tezyif olduğunda…] “asla cevap vermeyin” ya da verin, sonuçları görün ve önerdiğim şeyin ne demek olduğunu daha iyi anlayın.

[Mektuplaşırken] Her yazdığınızı, size yazılmış her mektubu mutlaka arşivleyin, her verdiğiniz cevabın kontrolünüz dışında bir yerlerde yayımlanabileceğini unutmayın. Yazarken, karşınızdaki insanın normal birisi olmayabileceğini, sahte bir isimle sizinle oynayabileceğini aklınızda tutun.

[Nasıl algılandığınızı bilin ve unutmayın] Üzülme, kızma, yanlış anlama hakkınız olmadığını düşünen, sizi yeteneksiz, yetersiz ve cahil bulan/sayan/iddia eden birileriyle karşılaşacaksınız. Sizler, daima tanıdıklarınızın kitaplarını yayımlayan, kitaptan, sanattan, siyasetten, edebiyattan anlamayan kifayetsizler sayılacaksınız.

[Zanaat kaderdir] Şunu bilin ki genç dostum, sürekli hakarete uğrayacaksınız, sizi tanıyan insanlardan bile itibar görmeyeceksiniz. "Onlar bile mi?" Evet, onlar bile. Şaşırıp kalacaksınız, bunu bana/bize söyleyebilirdi, ne diye beni/bizi rezil etmeye kalktı diye afallayacaksınız. Bu kadar mı hukukumuz yok? Bu kadar mı önemli sosyal medyadan yazılmış iki satır yazı? Evet bu kadar önemli ve evet, sizin bi retivit kadar hakkınız ve hükmünüz yok. Unutun bunları.

[Yazar arkadaşlar] Teorik olarak tek bir yazar arkadaşınız olmayacak, sadece ve sadece işlerini kolaylaştırmanızı isteyen, kendini sürekli alacaklı hisseden birileriyle çalışıyor olacaksınız. İstisnalar olabilir, romantize etmeyin. Fonda Abdurrahman Palay “Yalannn! Yalaaaannnn!” diye bağırıyor, duymazlık etmeyin.

[Ne yapmalıyım?] Mümkünse vazgeçin, hiç girmeyin bu işlere. İlla yapacaksanız, ölürüm de dönmem yolumdan diyecekseniz… E o zaman ne yapıp edip işinize gücünüze bakın. Bu dünyaya katlanmanızı sağlayan bir işi yapıyorsunuz, bu da az şey değil. Herkes sizin kadar şanslı olmayabilir. Bu toplum hasta, siz de doktor değilsiniz, araya kaynayın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder