Geçen yıl iki kitabım çıktı, biri portrelerden oluşan,
bol mecazlı, hafif ve serçe boyundaki Kuş Eppeği. Bir daha böyle bir şey
yazar mıyım bilmiyorum. Elim hep böyle şeylere gidiyordu, nefsimi körelttim
galiba. Resimli Türkçe edebiyat Takviminde yer doldurmak için yazıp durmuştum,
Mizah Mahallesinin devamı gibi oldu. İkinci kitap, Levent'le (Gönenç) ile birlikte
yazdığımız yazıları toparladığımız, yeni bir yazı eklediğimiz bir derleme
oldu, Muhalefet Defteri: Türkiye'de Mizah Dergileri ve Muhalefet adıyla YKY'den çıktı. Mizahla devam edersem,
biri yıl başında biri yine Levent'le birlikte yıl sonunda olmak üzere iki
makale yazdım. İlki, geçen yıl, mizah dergilerini hedef alan bir rapora cevap
niteliğindeydi. İkincisi, mizah dergilerinin geleceği hakkında Levent ile
birlikte yaptığımız bir konuşma metninin yazıya dönüştürülmüş, revize edilmiş
haliydi.
Geçen yıl Sefa (Sofuoğlu)
ile Alayına İsyan ve İrem'i Beklerken isimli çizgi romanları yaptık.
İlki biraz daha uzun sürdü, on yedi ayda bitmişti, ikincisi daha kısa, beş ayda
tamamlandı.
Payidar'ı Berat (Pekmezci) ile birlikte Fitbol için hazırlıyorduk, telif
sıkıntısı oldu, albüm yapalım dedik. Ben uzun ilave öyküler yazdım, henüz 13
sayfalık bir tanesi tamamlanabildi. Berat, yurt dışına taşınınca planlarımız
biraz aksadı. Bakalım nereye varacak?
Benzer bir sorun, Murat (Başol) ile yaptığımız Bozkır'da yaşandı, 221B
için çiziyorduk, ne yapalım-albüme dönüştürelim dedik ama arkasını henüz
getiremedik. Bu arada ben Bozkır'ı başka bir hikayeyle internet dizisi olarak
senaryolaştırdım, onun da akıbetini bekliyorum.
Senaryolardan devam
edeyim. Türkiye'de çizgi romanın gelişimini anlatan, senaryosunu ve
danışmanlığını yaptığım Çizginin Kahramanları çalışması, Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti En İyi Belgesel Ödülü aldı.
Funda Ödemiş'in yapımcılığını Ömür Atay'ın yönetmenliğini yaptığı senaristlerinden biri olduğum Kardeşler filminin çekimleri tamamlandı. Eurimages desteği aldığı için Avrupa'daki büyük festivallerden birinde gösterilecek, merakla bekliyorum.
Düzenli olarak her ay Sabit Fikir'e çizgi romanla, daha çok grafik romanla ilgili yazı yazdım. Grafik romanla ilgili bir yazım Mart sayısının kapağındaydı. Grafik romanla ilgili hafiften misyonerlik yaptığımı, ısrar ettiğimi, iştah gösterdiğimi itiraf ediyorum.
Geçen yıl, değişik bir şey denedim ve ilk kez bir yazı/yazarlık atölyesi yaptım. Bana göre olup olmadığından emin değilim ama her editörün bunu deneyimlemesi gerektiğini düşünüyorum.
Funda Ödemiş'in yapımcılığını Ömür Atay'ın yönetmenliğini yaptığı senaristlerinden biri olduğum Kardeşler filminin çekimleri tamamlandı. Eurimages desteği aldığı için Avrupa'daki büyük festivallerden birinde gösterilecek, merakla bekliyorum.
Düzenli olarak her ay Sabit Fikir'e çizgi romanla, daha çok grafik romanla ilgili yazı yazdım. Grafik romanla ilgili bir yazım Mart sayısının kapağındaydı. Grafik romanla ilgili hafiften misyonerlik yaptığımı, ısrar ettiğimi, iştah gösterdiğimi itiraf ediyorum.
Geçen yıl, değişik bir şey denedim ve ilk kez bir yazı/yazarlık atölyesi yaptım. Bana göre olup olmadığından emin değilim ama her editörün bunu deneyimlemesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu yıl, dördüncüsü oldu ama artık
bir yenisi olmayacak, Edebiyat Takvimini bir kez daha yapmayacağım. İşi
gençlere devrediyorum, jübile yapıyorum diyeyim. Çok zor işler, öldürmüyor,
canlı canlı gömüyor derler ya, öyle zor iş... Dördüncü yılın sonunda
bırakıyorum.
Funda, kuaförlerle ilgili bir kitap yapıyordu, bir kadın çizerle bir kadın
berberini anlatmamı istedi. Ece (Zeber) ile Cankoç isimli bir hikaye yaptık, Aynanın Önünde Cımbızın Ucunda (İletişim Yayınları) kitabında yer aldı.
Bunlar da devam eden işler alt solda Hüseyin'in (Soylu) çizdiği 70'lerde geçen
bir futbol simsarı hikayesi Çengel, sağdaki ise Taner'in (Duran) çizdiği Fakir Şükrü.
1930'lardan bir kabadayı hikayesi diyelim. İkisi de Ankara öyküleri...
2017'de sayı olarak 28 kitabın editörlüğünü yapmışım, sonuçta işim bu.
Zorlayıcı ve hep önden gitmeye zorlayan bir iş editörlük. En sevdiğim tarafı
yeni yazar ve ilk kitap çıkarmak. Yaşım gereği ben bıraksam bile onlar devam
edecekler, ilk yol arkadaşlığını benimle-bizimle yaşamış olacaklar. Hoşuma
gidiyor bu his. Bu yıl beş tane ilk kitap çıkmış bizden.
Kaç sayfa okudum, kaç mail yazdım, kaç telefonla konuştum sayamam.
Yakınlarım biliyor, Ankara dışına pek çıkmıyorum, sevmiyorum ve istemiyorum ama
ona rağmen dokuz kez İstanbul'a, iki kez İzmir'e, bir kez de Eskişehir'e gitmişim.
Bu dökümü hiç yapmazdım, şu yüzden istedim. Günler ve işler geçip gidiyor, hep
bir yenisi geliyor, hep bir başkası hazırlanıyor. 2018'de hayatımla ilgili bir
değişiklik yapmak istiyorum. Buna hazırlık belki de, kendime bir manzara
göstermek...
Bu yıl Funda, KHK ile mesleğinden, severek yaptığı işinden, akademisyenlikten
uzaklaştırıldı. Tuna, okul değiştirdi vs...Yeni koşullara adapte olmaya
çalıştık. Umut ekmeğimiz, "geçer bunlar" sakızımız, meşgale iyidir
şiarımız oldu.
Çok iyi bir takipçisi değilim çizgi romanın ama birkaçını okumuştum. Ama Kuş Eppeği'ni alayım okuyayım diye diye okuyamadım gitti. Utanıyorum.
YanıtlaSil