Pazartesi, Ocak 22, 2018

Müzeler, teşvik ve çizgi roman


Yakın zamanlarda iki ayrı albüm çıktı, ilki Fransa'dan, diğeri Hollanda'dan. Ortak özellikleri bir müze tarafından sipariş edilmiş çizgi romanlar olmaları. Lütfen okuyun ve inceleyin. Sipariş mantığını, ortaya çıkan işin niteliğini ölçüp biçin.

Türkiye'de, sadece bu tür teşviklere değil, akademik üretime dahi angajmanla baktığımız için böylesi çalışmaları bir türlü çıkaramıyoruz. İç bayıcı hamaset ve ihyacılıkla, ancak zevahiri kurtarıyoruz. Asıl üzülmemiz gereken bu duruma hiçbirimizin şaşırmıyor olması.

Son çeyrek asırda çeşitli bakanlıklar, resmi devlet kuruluşları ve genelkurmay,  rakam olarak yüze (100) yakın çizgi roman yaptırdı, sahiden çok ama çok yüksek, dünya ölçüsünde iyi telifler ödedi, düşük etiket fiyatlarıyla o kitapları ya sattı ya da bedava dağıttı. Buna rağmen bir tanesi bile konuşulmadı ve bugüne kalmadı. Bir teki bile yabancı bir başka dile çevrilip, oralarda satılmadı. Çizgi roman okurlarının bile ilgisini çekmeyen sayısız kitaptan söz ediyorum.

Eskiden bu işlere para ayrılmazdı, şimdi ayrılıyor, bir davayla ilgili bilirkişilik yaptığım için bir Atatürk çizgi romanına ne kadar telif ödendiğini biliyorum. 2005 yılı filan olmalı, o günkü kurla 60 bin Euro eden bir telif ödenmişti. de Crecy ya da Typex'in yukarıdaki albümler için o telifi aldıklarından emin değilim. Yaşar Kemal'in son yazdığı kitaptan bu telifi aldığını sanmıyorum. Yok eğer, mesele para değil de, telifin kime verileceği ise o kısımdan ancak vatandaş olarak şikayetçi olabilirim. Bu kadar zamandır bu hikayeler ve bu çizgilerle oluşturulmuş kitaplar konuşulmuyor ve bilinmiyorsa, ortada bir niteliksizlik vardır. Bu telif yanlış insanlara ödeniyordur, bu kadar basit.

Louvre veya Rijks Müzesi, o albümleri birilerini ihya etmek için değil, sanatı ve tarihi konuşulur kılmak için sipariş etti. Biz bugün o albümleri okuyor ve beğeniyorsak, bunu başarmışlar demektir. Türkiye'de kapalı kapılar ardında alınıp verilen, çıkıp çıkmadığını bile bilinmeyen kitaplara bu kadar telif ödenmesi en zarif ifadesiyle vicdansızlıktır. Vergi verenlere, sanata ve geleceğe karşı işlenmiş bir suçtur.

Sabah sabah içimi döktüm. Hadi eyvallah.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder