Pazar, Aralık 31, 2017

Yeni Yılı Gırgır'la Karşılamak


Gırgır, ilk yıllarında erotik kapakları ve kadın çıplaklığını çokça kullanırdı, haliyle yılbaşılarında da bu tavrı sürdürürdü. Siyasetle ilgilenmeye 1976 gibi başladı, ülke bir gerilimin içindeydi, politize olmuştu, böylelikle en azından kapaklarında mevcut durumu, siyasetçileri eleştirmeye başladı.

Yukarıdaki kapak, 1976'nın son kapağı, iç savaş olarak da nitelenebilecek sağ-sol çatışmasını engelleyemediği için dönemin Başbakanı Demirel suçlanıyor. Gırgır için hele yılbaşı için radikal bir kapak, o sebeple kimin çizdiğini gösteren bir imzaya yer verilmemiş.


Bir hafta sonra çıkan yılın ilk sayı kapağında genel çizgisine ve dergi politikasına geri dönmüşler. Arkada zengin ve yaşlı bir çift, önde genç ve orta sınıftan bir vatandaş-bir mağdur...


1978 yıl sonundan. İlban Ertem'in yumuşacık çizgileriyle yoksullar gazinodalar. Sahnede yasaklı Bülent Ersoy var. "Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar" deyişi mizah dergilerimizin hep akıllarında tuttukları esprilerdendir.

Dolaylı bir sınıf ve kapitalizm eleştirisi, sevimli ve komik çizgiler... Hep dolana dolana söylemek, popüler ve çok satarlığın ilk kurallarındandır.

Benzer bir haber anlayışı ve tutumu bulvar gazetelerinde de görebilirsiniz. İşte muhabiri yılbaşı gecesi, gazinoya gönderip, fiyatlarla olup bitenlerle ilgili haber yaptırırlar. "Vatandaş bu hesabı ödeyemez", "kuru fasulyeye talim" şu bu...


Tipik bir Gırgır kapağı, sevimli bir siyasi eleştiri, dikkat edin buna rağmen yine imzasız. Yine vatandaşla siyasetçi, yoksulla zengin arasında bir kontrast kurulmuş. 1979 yılı sonundan.


1981 sonu, darbe olduğu için bir önceki yıl "sokağa çıkma yasağı" nedeniyle, yılbaşı kapağı olmadan çıkmış dergi. Ümitli görünmekle birlikte, siyaseten sarkastik ve kendine inanmaz bir bıkkınlıkla gelecek yıldan beklentilerini sıralamışlar.

Amerikan başkanı Reagan, Polonyalı sendika lideri Walesa, Sıkıyönetim hükümetinde Başbakan yardımcısı olan Özal'a yer verilmiş... "İnşallah toto" demişler, siyaseten "cennet" tarifi yapmışlar... İlginç olan araya sıkıştırılan oy sandığı, demokrasi beklentisi...


Son seçtiğim kapak 1983 başından, milli piyangonun çok konuşulmaya başladığı yıllardan. Gırgır'ın yeni kahramanı Muhlis Bey kapağa taşınmış. Muhlis Bey mizahı, sonradan daha iyi anlaşıldı, dergilerimiz için önemli bir espri değişimini gösteriyordu, Oğuz Aral o güne değin uyanık görünmeye çalışan, eğitimsizliğini kurnazlığıyla kapatmayı deneyen, hayli erkek kahramanları kullanıyor, onlarla ilgili hafif erotik hafif politik serüven hikayeleri anlatıyordu ve bu durum, Gırgır başta olmak üzere dergileri ve dergi üreticilerini etkiliyordu.

Behiç Pek ise Muhlis Bey'le yavaşlığı, komik bir ciddiyeti ve salaklığı öne çıkardı. Bizi güldüren şey, aptal kahramanın zaferi değil, bizatihi aptal kahramanın aptallığıydı.

Doksanlı yıllarda kötülüğün komikliğine de gülmeye başlayacaktık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder