Pazar, Ekim 11, 2020

Eski bir resim


2004 yılı sonu olmalı. Funda'nın karnı burnundaydı, hamileliğin son aylarıydı. Ankara'da Gaziosmanpaşa'da bir balıkçı lokantasında oturmuştuk. Raşit Çavaş, Rekin Teksoy, Funda ve ben. O geceden  Rekin Teksoy'un anlattıkları kaldı aklımda. Israr etmiştim, mutlaka anılarınızı yazmalısınız demiştim. Anlattığım gibi yazamayacağım için "yazmam" demişti. Vefatında da düşünmüştüm bunu, sinema dünyasına, 60'lı yıllara, o yılların gençlerine dair ne tatlı hikayeler anlatmıştı. Böyle söylenmesi insanı üzüyor ama o tatlı fıkralar, portreler, yaşanmışlıklar, perde arkasında olup bitenler kaybolup gittiler işte...

Bazen anılarımı, yaşadıklarımı yazacağım diyorum, günlük tutmuyorum ama epeyce şey de saklıyorum. Bu toplayıcılığıma rağmen yakınlarım yazamayacağımı, kişiliğim nedeniyle bu kadar "gerçeği" anlatamayacağımı söylüyor. Haklılar mı bilmiyorum, belki ben de tıpkı Rekin Abi gibi masada yanımda oturanları güldüreceğim ama yazmaya girişmeyeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder