Cuma, Ocak 27, 2017

Tavuklar ve İnsanlar


Geçen bir taksiciyle laflıyoruz, sonra baktım ki arkadaş konuşmuyor, dikte ediyor, öfkeleniyor, ben sustukça hararetleniyor: "Savaştayız, o kadar haksızlık olur, o kadar hak yemek olur, içimizdeki düşman bitene kadar savaşılacak" filan diyor. Böyle anlattığıma bakmayın, karman çorman, memurların çalışmadığından, polisin işi bilmediğinden, devletin arpalık olduğundan,  insanların birbirlerini sevmediklerinden, 12 Eylül felaketinden, Kenan Evren'den, kuşlardan çiçeklerden de bahsetti. Ben nerede sustum derseniz, bir ara şunu söyledi: "Oğlum Fetöcü olsa bizzat ben onu tavuk gibi boğazlarım".

Her çocuk gibi ben de civciv aldırdım annemlere.  Herkes gibi ben de ilk gece ölecekler diye uyuyamadım. Civcivler, tavuk oldular, yumurtlayacak kadar büyüdüler, çift sarılı yumurta neymiş o vesileyle öğrendim. Çocukluk işte, öyle sevgi göstermiş olmalıyım ki tavuklar, akşam saatinde yanıma gelirler, kucağıma almam için pısarak, kendilerini küçültürlerdi. Hani bizi kümese, eve götür diye çömelirlerdi. Sokakta, evin yan tarafında otururken illa yanıma gelir, bacaklarımın arasında dolanırlardı. Görenleri güldüren ve şaşırtan bir ilişkimiz vardı.Gülmeyin...

Bizim evin çarprazında horoz dövüşü yaptıran biri vardı, hayvanları küçükten kavgaya alıştırırdı, kanla kavgayla, aç bırakarak, karanlık yerde tutarak yapılan bir eğitim düşünün. Horozlar, zamanla öyle deli olurlardı ki, yanlarından geçen çocuklara, bize saldırır, habire sıçrayarak gagalamaya çalışırlardı. Bir tanesi Sezer diye bir çocuğun gözünün hemen kenarına gaga vurmuştu da iyiden iyiye korkar olmuştuk.

Benim insana alışkın sakin ve munis civcivlerim de atabilirdi o gagayı...

Ne varsa insan işi diyoruz ya...Adam, oğlunu tavuk gibi boğazlayacakmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder