Tepkiler gelince de yine hararet yapmış ve kendisini eleştirenleri teröre destek vermekle suçlamış. Yaşadığımız zamanda herkes sert ve şiddet dolu ya, veriyor gazı... Fetvayı da eklemiş sonuna: "ahlaki sakınca yok".
Masum bir çocuğun, babasının adli ifadesi için kullanılması, büyükler dünyasına alet edilmesinden söz etmiyorum. Böyle bir önerinin kötücüllüğü hakkında konuşmaya dahi gerek yok. Serüven edebiyatında, kahramana karşı zayıf halkalar kullanılır, "at silahı yoksa..." denir, çocukların, sevgililerin, annelerin boğasına bıçak dayanır filan... bu kadar basit ve herkesin bilebileceği bir klişeyi bu beyfendi hiç bilmiyor olabilir mi? Sanmıyorum.Geçelim.
Ben "ahlaki sakınca yok" fetvasına takıldım. Kime söylüyor bunu? Polise mi?
Tam da böyle zamanlarda aşırılığın dili büyüyor, fetvacılar çoğalıyor. Herkesin kafası karışık ya... Biri nebi evliya oluyor, bir başkası yargıç, bir diğeri mahallenin abisi... Habire davula vuruyorlar. Müridini arayan lakırdılar bunlar.
Bu beyfendi o kadar haklı ve keskin bir kılıç ki, kanun hükmünde konuşuyor. Konuşmaya, tartışmaya, anlamaya ne hacet?. Heyecanlı, itham edici bir nihai hüküm var ama açıklamak, paylaşmak, hasbihal yok...
Niye ahlaki sakınca yok? Neye dayanarak ne hakla?
Hadi bugünü, dünü geçelim, bin yıl önce bile nebi evliya korkardı bu denilenden, Allah'a şirk koşmak sayarlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder