Cuma, Aralık 23, 2016

Şaşırıyorum-Şaşırmıyorum


Çok sert günlerden geçiyoruz. Nereye varacağı belli olmayan korkutucu, iç karartıcı bir koyuluğun içinde debeleniyoruz. Ne olsa şaşırmaz hale geldik. Müttefikler, ortaklar, hempalar, hasımlar sürekli değişiyor. Yahu, dün bunlarla yanyana fotoğraf çektiriyordun, şimdi böyle mi oldu demenin pek bir anlamı yok.

Haksızı olmayan bir itişmenin içindeyiz, kime sorsan haklı, kim anlatsa haklı. Şaşırmıyorum.

Evet şuna şaşırıyorum, bu kadar insanın bu kadar çok biliyor olmasına şaşırıyorum. Gündem nereye dönse, gündemde ne olsa biliyorlar, ne olduğunun o kadar farkındalar ki... Tak diye cevaplıyorlar.Zaten kimse anlamak istemiyor galiba, cevabın adresini istiyor.

Bu kadar çok insanın kamusal bir dille, beyanat verir gibi konuşması da bana ilginç geliyor. Hükümet sözcüsü, muhalefet lideri, milletvekili gibi açıklamalar yapıyorlar. İktidarın dili nasıl da işlemiş üstümüze...

Ne yapmalı? Kesin olan şu ki... Bu aktüeliteden, bu haklı-haksız itişmesinden kaçmalı. Hani derler ya, felsefeci aktüeli yaşamaz, hep geriden takip eder. Biraz öyle, işine gücüne bakıp, bu kadar çok bilen, bu kadar çok haklısı olan tartışmanın dışında kalmalı. Biraz öyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder