Perşembe, Eylül 15, 2016

Suçun Şahsiliği


Hukukta suç ve ceza ile ilgili temel bir ilke vardır. Ceza sorumluluğu şahsidir. Suçu işleyen fail(ler) cezadan bizzat sorumludur, buna karşın fail(ler) dışındaki kişilere doğrudan doğruya bu sorumluluğun yüklenmemesi ve cezalandırılmaması gerekir. 

Bu ne demek? Suça iştirak etmek ile suça teşkil eden eyleme sempati göstermek ayrı şeylerdir. Banka soyanla, banka soyanlara sempati duyan aynı kefeye konamaz.

Charlie Hebdo katliamını onaylıyor, katledilenler için zerre üzülmüyor olabilirsiniz. Bu ayıptır, kalpsizliktir filan ama suç değildir, katliama sevinir ve mutlulukla bunu sosyal medyada, şurada burada yazarsanız, kamuya açık bir yerde konuşursanız eğer bu suçtur. Sonuçları olursa buna katlanırsınız. Tek bir yönü yok bunun. Müslümanlar, Charlie Hebdo Katliamını onaylıyor diye kestirimde bulunarak onlar da en az katiller kadar suçludur sonucuna varmak, oradan suç ve ceza sathını genişletmek de hukuka ve anayasaya aykırıdır.

Anadolu'da dede çağla yerse torunun dişi kamaşır derler. Bir hissiyattan, bir utançtan söz ediliyor, olabilir mi, olabilir, gelin görün ki, yasalar önünde dedenin yaptığından torun suçlanamaz. Dinen de suçlanamaz, dede, büyük günaha girdiyse, tövbe etmeli, yeniden mümin olmalıdır, bu dedenin sorumluluğundadır, yapıp ettikleri torununu bağlamaz. Askerde iki defa başıma geldi, ailesinde intihar vakası olan ve bunu beyan eden iki ayrı askeri, gözlemlemem istendi, göz kulak olmak, sahiplenmek, abilik etmek diyelim buna. Ordu, intiharın kalıtımsal bir kusur olduğuna inanıyordu. Suçun sahsiliği derken bu nerden çıktı demeyin...Mantık aynı.

Suçun şahsiliği ilkesi duruma ve zamana göre değişkenlik gösteremez. Uygulamalar, olağanüstü dönemlerde farklılaşabilir, insanlar bir suçlunun yedi ceddini söndürmek, hısmını, akrabasını, eşini dostunu, yakınını, sempatizanını bitirmek isteyebilir. Adaleti tevzi etmesi gerekenler, bu coşkuya kapılıp,  intikamcı ve linçci hislerle hareket edebilirler. Oysa, kimi hukuk ilkeleri süreklilik içerirler, suç ve ceza şahsidir, aksi olursa, anayasa mahkemesi bunu iptal eder, o edemiyorsa AİHM eder.

Ülkelerin bir ruhu, bir iklimi, bir karakteri varsa, ki bu, bugün değil, yaşarken ve içindeyken değil, yarın daha iyi görülüp anlaşılacaksa, o ülkeyi ve o toplumu anlamak için bakılacak yerlerden biri, suç ve ceza tarihidir, mahkeme kayıtlarıdır. Hak arama özgürlüğü var mıdır, suçun şahsiliği nasıl anlaşılmıştır vs.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder