Pazartesi, Temmuz 25, 2016

Zor Zamanlarda Medeniyet Kaybı


Zor zamanlardayız, her söz, içinde bulunduğumuz koşullara teyelleniyor; sürekli olarak bugünü konuşuyoruz. Anlamaya, anlamlandırmaya çalışıyoruz. 

Bir yandan zafer gösterisi, diğer yandan öfke patlamaları yaşanıyor. İtaat isteyen, hedef gösteren bir dilin tahakkümü altındayız, linçci girişimler de, linç iştahıyla muzafferane dolaşan arkadaşlar da var.

Tek tek anlatmayacağım. Vakt-i zamanında mağdur edilen, o dilin muhatabı ve kurbanı olan insanların bugün linçci olmasını aklım almıyor. Üzülüyor, sinirleniyorum. Sahip oldukları iktidar gücüyle saldırganlaşan, hedef gösteren insanların bir zamanlar hedef gösterildiklerini bilmek insanı tek keklimeyle yaralıyor. Mağdurun yanında olmak, yalnızlaştırıldıklarında onlarla yürümek, el uzatmak zamana ve koşullara göre değişir mi? Değişebilir mi?

Üzülüyorum, çünkü keşke yardım etmeseydim, keşke onlar için üzülmeseyedim hissi çörekleniyor içime. Doğru değil halbuki, insan yaptığı şeyi iyilik olarak görüyor ve yaptığı iyilikse eğer, iyiliğinden pişman oluyorsa, medeniyet kaybına uğruyor demektir. Geçmişte, on beş yıl önce, yaptığım şeylerin doğru olduğuna bugün de inanıyorum.

Zor zamanlarda medeniyet kaybı olur, kimin vicdanı olduğu, kimin güce taptığı, kimin sahiden neye inandığı aşikarlaşır.

Hep söylüyorum, dinden önce vicdan vardı, her kitap yazar bunu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder