Kısa Karanlıklar
Sessiz öfkeler, küçük sırlar, mor ışıltılar, turuncu
şezlonglar, yokuşun dibinde kalan ve yolu tek olan evler. Yanını yöresini
ışıtamayan anneler ve babalar, sesler, alışkanlıklar… Bulut bulut fısıltılar… Nemli
ve ılık toprak, yağmuru emmiş. Masada çatal bıçak sesleri ve nefeslerimiz.
Sedef Betil, uzak ve yakın kederleri anlatıyor Kısa
Karanlıklar’da… Kendini hatırlatan yaraları… Uzun ve serin zamanları…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder