Salı, Haziran 02, 2015

Hasta Öyküler ve Kulağakaçan


Varsayalım güneş batıyor, sene bilmem kaç. Üç masalı bir meyhane var ileride… Rüzgâr sokağın dar girişinde kalakalmış. Sokaktan çocuk sesleri geliyor, cızırtıları evlere doluyor. Korna sesleri, uzun kısa. Güveler şehri istila ediyor. Kırt kırt. Bütün elbiselerin potu var. Kırt kırt. Herkes kendi kuyusunda kayboluyor, kendi kuyusundan zuhur ediyor.

Gökçe Bezirgan, ince bir koyuluk anlatıyor, sızım sızım. Kader varsa eğer acıdan besleniyor muhakkak.

Hasta Öyküler ve Kulağakaçan, biri Yaşar Nabi Nayır Ödülü almış iki öykü destesini birleştiriyor. Kaderi anlamak için masumiyet gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder