Hasta Öyküler ve Kulağakaçan
Varsayalım
güneş batıyor, sene bilmem kaç. Üç masalı bir meyhane var ileride… Rüzgâr
sokağın dar girişinde kalakalmış. Sokaktan çocuk sesleri geliyor, cızırtıları
evlere doluyor. Korna sesleri, uzun kısa. Güveler şehri istila ediyor. Kırt
kırt. Bütün elbiselerin potu var. Kırt kırt. Herkes kendi kuyusunda kayboluyor,
kendi kuyusundan zuhur ediyor.
Gökçe
Bezirgan, ince bir koyuluk anlatıyor, sızım sızım. Kader varsa eğer acıdan
besleniyor muhakkak.
Hasta
Öyküler ve Kulağakaçan, biri Yaşar Nabi Nayır Ödülü almış iki öykü destesini
birleştiriyor. Kaderi anlamak için masumiyet gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder