Hemen her gün, hiç şaşmadan-eksilmeden Facebook üzerinden bana edebiyat
dosyası, roman, roman bölümü, tek hikaye, deneme, şiir şu bu
gönderiliyor...İstisnasız herkese epeyce soğuk bir ifadeyle uzun uzun
tane tane ama değişmeyen bir cevap veriyorum. İletişim Yayınlarına ayda
en az 50 edebiyat dosyası geliyor. Bu kadar dosya kaç sayfa tutar bir
hesap edin lütfen. Bunları okumaya ve yetişmeye çalışıyorum. Eğer bir
dosyanız varsa bunu yayınevlerine gönderin, bir dosyanız yoksa oluşturmaya
bakın, ondan sonra yayınevlerine gönderin. Bize gönderecekseniz,
yayınevinin Türkçe edebiyat "şubesine" Ankara'ya gönderin. Yayınevinde
benim dışımda iki ayrı arkadaşım ön okuma yapıyorlar. Bütün dosyaları
görüyor ama sadece ön okumadan geçenleri okuyorum. Bunun haricinde bana
gönderilen hiç bir dosyayı, şöyle bir bakar mısın denilen metinleri,
hikayeleri, roman bölümlerini, özetleri, senaryoları, sinopsisleri
okumuyorum, okumam da... Elbette bu yazdıklarım bir şeyi
değiştirmeyecek, gönderen yine gönderecek ama ben azından aklı selim
insanların anlayışına sığınarak meramımı anlatayım dedim. Bİlin ki
yayınevine gelmedikçe okumuyorum.
siz okumayın ama dans eden iskeleti çok sevdim yalnız. arada açıp bakıyorum. teşekkürler...
YanıtlaSil