Tohumu, toprağı, yağmuru yaşı, kıtlığı, küslüğü, askerliği, Nergis’i konuşan erkekler. Uğunan kabayel, hırıltılar, çırpına çırpına uçan gece kuşları, iğde dalı gibi salınan arzular, havlayan köpekler…
Turgut Ulucan, o küçük köyü, o büyük meseleyi anlatıyor. İnsanın insana ettiğini… Ecel gibi çöken koyuluğu…
Nergis, bir cinayetin hikâyesi. ..Yeni bir yazardan şaşırtıcı bir ilk roman. “Sonra işte biliyorsun. Nergis kayboldu”.
Hmmm bir ilk roman. Kulağa hoş geliyor. Hele ki içinde "nergis" geçiyorsa, okunmalı...
YanıtlaSil