Perşembe, Kasım 27, 2014

Yasak


Dün basına bir haber servis edildi. Milli Eğitimin Abdülcanbaz'ı yasakladığı duyuruldu. Bana da sorulduğu için haberdar oldum. İlgili haberden anladığım şu oldu. Şişli'de Eğitim Sen, kimi öğretmenlere Abdülcanbaz ciltleri dağıtmış, siyaseten mücadele ettiği Eğitim Bir Sen de buna itiraz etmiş. İlçe Milli Eğitim müdürlüğü de bu türden izinsiz dağıtımları izin vermeyeceğine dair bir yazılı karar göndermiş okullara. 

Böylesi bir ortamda Abdülcanbaz'ın yasaklanmasına dair "ne düşünüyorsunuz?" sorusuna benim verilebilecek bir cevabım yok. Çünkü, ortada iki rakip sendika arasında bir mücadele var, Abdülcanbaz vesile edilerek siyaset yapılıyor. Yarın şikayet eden taraf kendi üyelerine kendine yakın gördüğü bir kitabı dağıtsa, o kitaba ve o sendikanın seçimlerine muhalefet eden rakip sendika da muhalefet edebilir. Etmelidir de. Önce okul yönetimine, sonra ilçe Milli Eğitime sonra mahkemeye gidebilir. Siyaset de budur zaten, meselenizi görünür kılmaya, konuşulur kılmaya çalışırsınız.

Benim anladığım, Abdülcanbaz yasaklanmamış, izinsiz dağıtılan bir şeye yönelik uyarı yapılmış...Bunu da tuhaf bulmuyorum.

İlçe Eğitim müdürünün Abdülcanbaz'ı filan bildiğini sanmıyorum.

Bir müdür, bir amir, ileride herhangi bir uygulamadan sorumlu tutulacak bir memur bu tür meselelerde "acaba nasıl" düşünür. Biraz tersten bakalım. Çok da ters değil ama. Sınıfta öğretmensiniz, öğrencileri bir filme ya da tiyatro oyununa götüreceksiniz, toplaşır götürürsünüz, biter gider. Götürmek için izin isterseniz, o herhangi bir memur, amir ya da müdür, size filmin ya da oyunun içeriğini sorar. O içerikten korkar. Siz şikayet edildiğinde başıma iş açılmasın diye izin almaya kalkışmışsınızdır. O memur, o amir ya da müdür, bu korkuyu misliyle yaşar ve izin vermek istemez, "ağrısız başım" demek ister. Sizi süründürerek caydırırlar. Alt tarafı film olmaktan çıkar iş. Kızla oğlan öpüşüyor mu'dan başlar, ahlak ve ananelerimize varır mesele.

İşleyiş böyle. Şişli Eğitim müdürü, bir çizgi roman hastası, bir Abdülcanbaz okuru ve hatta Eğitim-Sen'li bile olsa bu mantığa uymak zorundadır. İzinsiz bir dağıtım yapamazsın, benim onay vermediğim bir şeyi dağıtamazsın demeye mecburdur. Yoksa o sorurmlu tutulur. E biz seni buraya boşuna mı oturttuk efendi lafazanlığı başlar.

Aktüel siyasetle ilgili bir yorumda bulunmuyorum. Bürokrasinin işleyişinden söz ediyorum.

Dün bana sordular dedim. Kişisel olarak konuşmamı ya da bir yorum yapmamı gerektirecek bir durum olduğunu düşünmediğimi söyledim. Çünkü mesele Abdülcanbaz ya da çizgi roman değil. Haberin sunumu dahi siyasi bir mücadelenin parçası. İşin esası, bu olayda vesile edilen çizgi roman ya da Abdülcanbaz olsaydı, sahiden onlar konuşuluyor olsaydı, konuşurdum dedim. Bana gerek yok çünkü.

Diğer yandan, itiraf etmeliyim şu hoşuma gitti, Abdülcanbaz ciltleri kitap olarak hayli pahalı, satın alınıp dağıtıldıysa eğer...doğrusu güzelmiş derim...

EDİT: Kimi arkadaşlar uyardılar, Abdülcanbaz'ı dağıtan Eğitim-Sen değil... Şişli Belediyesiymiş... Geçen yıl da yapmışlar bunu. Anlaşılan o ki geçen yıl daha sınırlı bir dağıtımmış...Bu kez daha çok insana hediye etmişler galiba...Almayanları da toparlayan bir arkadaş, abi istersen göndereyim dedi :)

2 yorum:

  1. Adınızı yazmadığınız için, kim olduğunuzu bilmiyorum. Öğrencilere izinsiz dağıtıma ben de katılmam. Ne var ki bazı öğretmenlere bazı kitapların dağıtılmasının izne bağlı olduğunu da duymadım. Bu bakımdan oportinist tavrınız beni rahatsız etti.
    Selamlar. Köksal Çiftçi

    YanıtlaSil
  2. Köksal Bey, adım sanım yazıyor...Gönderen diyor, biyografim var, etmeyin eylemeyin... Oportinist ne demek onu da anlamadım. 657'ye tabi öğretmenler. Yazdıklarımı okursanız ben işleyişten söz ediyorum. Bir öğretmenin dersinde ne anlatacağının, hangi hafta ne anlatacağının, ne sorulacağının, hangi soruya ne cevap verileceğinin belli olduğu bir işleyişten söz ediyoruz. Milli eğitim müdürünün buna hakkı var, bunu, bu kitabı, mesai saatleri içinde dağıtamazsın, dağıtırsan sana soruşturma açarım deme hakkı var. Kanunen var diyorum. Siz, ben, bir başkası bunları anlamsız bulabiliriz ama vakıa budur. Rica ediyorum yazdıklarımı daha dikkatli okuyun. Selamlar

    YanıtlaSil