Çarşamba, Ekim 01, 2014

Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız


Az konuşan, konuşmamayı tercih eden, kendini yeryüzüne susmaya gelenler sınıfından sayan bir yazarın söyleşileri. Hasan Ali Toptaş, şeytanın dürtmesiyle romana başlamasını, taşra kasabalarını, sinema salonuna kaçak giren çocukları, saklı hikayeleri, türlü kederleri, onulmaz hüzünleri, kıpır kıpır hatıraları anlatıyor.

Güncelden kaçışını, kalabalıklardan duyduğu korkuyu, uğultuları, kuytuları, acemiliği, beyhude kaçışları, kötülüğü, vicdanı, masumiyeti konuşuyor. Usul usul, sakin, ağırbaşlı, susmaya hazır. 

Harflere can veren ustanın, Hasan Ali Toptaş'ın fısıltıları, itirafları, itirazları, anlama gayretleri...Mesafesi...

Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız, Hasan Ali'yi konuşturuyor. Aklı, fikri, gecesi, gündüzü, edebiyata ve hayata dair neyi varsa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder