Bu şu anlama geliyor, Ankara tarihinin önemli bir parçası olan bu evler bütünüyle yıkılacaklar. Çünkü riskli bina(lar) denmemiş, külliyen yıkım kararı çıkmış...
Peki yıkılınca ne olacak? Kişisel tahminim, biz meydanları seven siyasetçilere alışkın değiliz, buraya yayalara açılan yeni bir meydan filan yapılmayacak. Muhtemelen altı otopark olan bir camii yapılacak...Biliyoruz ki bu tür gerilimli meselelerde camii yapılacak denerek, insanlar başka bir tartışmanın içine çekiliyor ve bağlam değiştiriliyor.
Bu bölge, bu evler, devlete ait olduğu için yıkımda bir sorun olacağını sanmıyorum. Sakin ve sessiz sokaklar olduğu için insanlar yıkıldığını bile farketmeyeceklerdir.
Modern kentler şunu yaparlar, tarihi bir doku vardır, o tespit edilir, yeni yapılan binalar o dokuya uygun olarak yapılırlar. O doku hem devam ettirilir hem de korunur. Son derece basit bir kural aslında...Aynı mimariye devam ederseniz...Hoş görünür, tarihi, turistik, nostaljik, estetik bir bütün oluşturulur. Yapılamayacak bir şey de değildir.
Ulus'un başıboş bırakılmasından büyük endişe duyuyordum, Saraçoğlu Mahallesi haberi bunun üstüne geldi...
Mahalleye ilişkin hiç çaba gösterilmemiş değil, mesele Danıştay'a götürülmüş, riskli alan kararı iptal edilmiş vs ama temyize gidilmiş. Görünen o ki, daralan Kızılay, Ankara'nın siyasi sembollerinden birinden feragat ederek rahatlatılacak (!)
Amiyane olacak ama "-sıkar biraz", çünkü Şubat 2013 tarihli 1. BKK iptal ettirdiğimiz gibi Aralık 2013 tarihli 2. bakanlar kurulu kararını da, biraz masraflı (bilirkişi giderleri) olacak ama yine ve kesin olarak iptal ettireceğiz.
YanıtlaSil