Amerika’da bir dönemler, çocukların psikolojisini
bozduğu için çizgi romanlara sansür uygulanmaya başlamış ve çizgi romanın altın
çağı böylece sona ermiş. Halbuki çizgi romanın kolay okunur olmasından ve
eğitim seviyesi düşük, okumayı sevmeyen insanlara hitap edebilirliğinden dolayı
çok önemli bir eğitici misyonu olmalı ki eğitici, eleştirel ve aklın
sınırlarını zorlayan örnekleri de mevcut geçmişte. Çizgi romanlara karşı bu
olumsuz ön yargı neden kaynaklanıyor? Ben gençken de bunları okuyan çocuklar için
çevrelerinde ‘bundan adam olmaz’ gibi söylemler duyardım. Halbuki günümüzde
çocukların okuduğu vampir hikayeleri çizgi romanlardan çok mu farklı ki
bunların kitap formatında olmasından dolayı çocukların hayal gücünü
geliştirdiği yönünde olumlu bir algı oluşmuş?
Buradaki müdahale, popüler olanı denetleme arzusundan
çıkıyor. Siyasal iktidarlar kendi denetimleri dışına çıkan her türlü yoğunlaşma
ve ilgiden endişe duyarlar. Moda, sinema, tv, müzik veya yazılı basında benzer
nitelikte gelişen sansür hikayesine rastlayabilirsiniz. Mesele zarar ya da fayda değil yani, denetimi
altında olma ya da olmama meselesi. Çizgi romanlar zararlıdır şayiası, bir
sansür ve kontrol mekanizması kurulduktan sonra azalır, o büyük kampanyalar
sona erer. Popüler kültür ürünü eskisi kadar "satmadığı" zaman bu tür
sansür hikayelerin öznesi de olamıyor. Elbette bu hikayeler monolitik değil,
sansür karşıtları da mevzi kazanıyorlar. Mahkemelerin katı kararlarını
yumuşatıyorlar, onlar da kamuoyu oluşturuyorlar. Çizgi romanın bir sanat olduğu,
bir eğlence aracı olarak sanıldığı kadar zararlı olmadığı da sansür kavgaları
sırasında geliştirilmiştir.
Amerika’da 60’lı yıllarda ortaya çıkan yeraltı çizgi
roman akımının Türkiye’de de örnekleri var mıdır? Yeraltı çizgi romanın dil,
uslup, şekil olarak farklılıkları nelerdi?
Bizim çizgi roman anlayışımız bence zaten yetişkinlere
yönelik oldu hep. Çocuklara yönelik yerli çizgi roman üretimimiz yok denecek
kadar azdır. Tarih anlatmak, cinselliği kullanmak ya da şiddet öğelerinin
yoğunluğu bakımından mukayese edilirse popüler çizgi roman kahramanlarımızın
neredeyse tamamı "adult" ibaresiyle yurt dışında yayınlanabilir. Oysa
hemen tüm dünyada çizgi roman, 7-14 arasına hitap eder. Bizim üreticilerimiz o
bahse, çocuksu ya da ciddiyetsiz bulduklarından dahil olmadılar. Dünyada
özellikle 1965-75 aralığında gelişen underground tarzı bizde özellikle mizah
dergilerinde üretilen çizgi romanlarda varoldu, halen de üslup olarak varlığını
koruyor.
Sansür sonrası çizgi roman tekrardan ortaya çıktığında
artık alt eğitim gruplarından orta ve üst eğitim gruplarına hitap eder olmuş.
Bu değişimin nedeni ne olabilir?
Böyle bir şey olmadı, aksine 1950 Sansürüyle çizgi roman
çocuk okurla sınırlandı ve yetişkin okura yönelik hikayeler
ehlileştirildi. Çizgi roman geçmişte çok
ucuzdu, satışlar düştükçe üretimi azaldı ve geçmişe nazaran pahalandı.
Çocukluğundan itibaren çizgi roman okuyan bir kitlesi olduğu için, bu azalan
kitlenin beğenilerine göre üretim yapılmaya başladı. Hikayeler değişti, baskı
ve sunum niteliği güzelleşti vs...Müşteriye, izleyiciye ya da okura göre üretim
yaparsınız.
Çizgi romanda ABD’yi Fransa ve Japonya takip etti. Tenten
gibi Frankofon kültürün yarattığı bir eser tüm dünyaya yayıldı. Sonra
Japonya’daki mangalar da tüm dünyada yankı buldu. Yine de tüm bunlar ABD ile
yarışacak nitelikte olmadı. Amerika’nın bu başarısı çıkartılan eserlerin
niteliğiyle mi ilgili yoksa kültür endüstrisini pazarlamaktaki başarısı ile mi
alakalı?
Global kültür endüstrisi İngilizce üzerinden gelişiyor.
Amerika bu endüstrinin merkezi. Farklı dillerdeki üretimleri ancak İngilizceye
tercüme edildiğinde öğrenebiliyoruz. Yoksa Japonya'daki çizgi roman satışları
Amerika'daki satışlardan kat be kat daha fazla. Ama biz mangayla Amerika
üzerinden tanışıyoruz. Bu mesele sadece çizgi romanla ilgili değil. Ticari
ağlara dahil olabilmek için endüstriyel ve kültürel kodları biliyor olmanız
gerekiyor, yoksa yerel kalıyorsunuz. Yoksa biz de Gırgır gibi çok satan ve çok
üretici çıkartan bir mecra yarattık ama bunun yurt dışında tek bir karşılığı,
maddi getirisi olmadı, olamazdı. Çünkü yereldi.
Bizde de Tarkan, Karaoğlan gibi başarılı örnekler var
ama hepsinden daha önemlisi belki de sadece bize özgü olan muhalif tutumlarıyla
insanları gülümseterek sorgulamaya götüren mizah dergilerimiz. Bunları da çizgi
romanın bir kolu olarak sayabilir miyiz?
Elbette, teknik olarak böyle bir ayrım yapılamaz.
Bunların hepsi çizgi romandır. Anlatım biçimleri, çizgiyi kullanma tarzları
farklı olabilir ama hepsi bir anlatım biçimi olarak çizgi romanın mevcut
olanaklarından faydalanırlar. Bize özgülük meselesi de bence karıştırılıyor.
Bütün çizgi romanlarımız çok yereller, evrensellik arayışında olduklarını
sanmıyorum. Çizgi olarak çok başarılı üreticilerimiz var, senaryo batılılar
tarafından yazılma şartıyla dışarda çalışabilirler. Kültürel farklılıklar
nedeniyle yerli çizgi romanların ihraç edilme şansı çok sınırlı.
Günümüzde ortaya çıkan klasik edebiyat eserlerinin
resimli roman formatları, çizgi romanların sinema uyarlamaları kadar rağbet
görmedi. Bunun nedenleri ne olabilir?
Büyük bir yayın kuruluşu daha önce yapılmamış ölçüde
reklam kampanyası yaparak çizgi roman
uyarlamaları yayınladı ve yüksek satışlara ulaştı. İnsanlar genellikle
konuşulan şeyi konuşmak, satın alınan şeyi satın almak isterler. Popüler kültür
ticareti bu mantığa dayanır. O dönem çıkan çizgi romanların büyük bir yüzdesi
niteliksizdi ama sattı. Büyük reklam yapıldı o yüzden sattı. Öyle ki o çizgi
romanların bazıları dünyanın hiç bir ülkesinde bizdeki kadar satmadı. Şimdi
satmadı gibi gelebilir çünkü yayıncı kuruluş fikir değiştirip daha karlı
bulduğu başka bir alana yatırım yaptı ve çizgi roman harcamasını minimalize
etti.
Son günlerde sayıları gittikçe artan çizgi roman
dükkanları var. Ama günümüzde çizgi roman diğer edebiyat eserleri gibi önemli
bir rakiple karşı karşıya, internet. Her ikisinde de okunurluluk açısından bir
gerileme var. Günümüzde çizgi romanın yeniden dirilişi diye bir şey söz konusu
olabilir mi yoksa bu diriliş sadece nostaljik bir özlemi mi tatmin etmek
anlamına geliyor?
Diriliş ya da ölümden söz edemeyiz. Çizgi romanlar
azalıyor da olsa kültürel varlığını ticari ve koleksiyoner değerini koruyacak.
Bu tür dükkanlar nostaljiyi pazarlıyor olabilirler ama yeni içerikli
anlatıların yaygınlaşması için de aracılık ediyorlar.
Görselliğe hitap etmesi ve daha akılda kalıcı olması
gibi çizgi romanların diğer edebiyat eserlerine göre avantajları dezavantajları
nelerdir?
Çizgi roman söz sanatlarını kullanmakla birlikte
görselliğe dayalı bir anlatım biçimine sahip. Bu bakımdan edebiyatla
karşılaştırılması çok anlamlı değil, bazen sinemaya benzetiliyor, bu da doğru
değil. Birbirini izleyen resim çerçevelerine ve onlar arasındaki ardışıklık
ilkesine bağlı bir anlatım biçimine sahip. Avantaj ve dezavantaj benzeri kıyaslamalar çok anlamlı değil bence, kendi okuru ve kültürünü
yaratmış bir alan çizgi roman.
Pulp edebiyatı, çizgi roman türünün bir kolu mudur?
Hayır, tarihsel olarak bakarsak, çizgi roman pulp
edebiyatının bir türüdür.
Genç Paylaşım Dergisi, Ağustos-Eylül 2012
Röp.Gamze Kurt
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder