Pazartesi, Ağustos 26, 2019

Panopticum


Thomas Ott’un (Tott) albümü Panopticum’dan söz edeceğim. Ott'un genel ortalamasına bakıldığında çok sayfalı bir albüm bu. Bir sirke eğlenmek için gelen küçük bir kız, elindeki sınırlı parayla Sinema Panopticum adlı hikâye odasına giriyor. Odada beş adet video oyunlarını andıran kasa var. Küçük kız, her bir kasaya para atarak gösterilen hikâyeleri izliyor. Hikâyelerdeki kahramanlar, sirkte bir biçimde karşılaşılan ziyaretçiler. Tott’un üslubuna uygun ölümlü-tekinsiz-snap ending anlatılar bunlar. İlahi adalet ve Tanrı metaforu olarak kullandığı göz çizimini sinema salonunun logosunda ve kasalar üzerinde de görüyoruz. Hikâyeler de naturalist bir neden sonuç ilişkisine dayanıyor. Konuşulması gereken aslına bakılırsa yine hikâyeler değil. Çünkü sadece görselliğe dayandığı için atmosfer tahkiyenin önüne geçiyor ister istemez. Basitleştirmek zorunda, naturalizme başvurması da bu yüzden. Öte yandan basitleşmek derken bir vülgerize ettiğini söylemiyorum. Sabırlı ve estetik olan sayısız sayfası var Tott’un. Karanlık hikâyeleri seviyor, umutsuz, çaresiz, birbirini yemeye hazır insanlar resmediyor bize.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder