Pazar, Eylül 09, 2012

Çizgi Roman Denilince Herkesin Aklına Gelen...



Diyorlar ki Türkiye'de çizgi roman kitapları koleksiyoncular için çıkıyor… Siz ne diyorsunuz?
Koleksiyoncuların satışlarda önemli bir etken oldukları, onları düşünerek yayın çıkartıldığı görülebiliyor. Koleksiyoncuların çizgi roman okurları içinde ağırlığı nedir doğrusu bilmiyorum…Bir diziyi biriktirmek ile koleksiyoncu olmak farklıdır

Bir çizgi romanın tutup tutmayacağını önceden tahmin edebilir misiniz?
Hayır, tahminim oluyor ama kendime saklamayı tercih ederim. Ayrıca ortada tahminde bulunacak kadar çok yeni bir şey yok ki!

Çoksatar çizgi romana karşı mısınız?
Baştan karşıyım demem ama kişisel olarak çizgi roman denilince herkesin aklına gelen anlamdan farklı bir şeyin peşindeyim diyebilirim. Hepsini okumaya çalışıyorum, tekrar okumayacağım çok çizgi roman var. Bir kısmı halen piyasa koşullarında çok satıyor

Geçmişe baktığınızda çizgi romana özgü beğenileriniz nasıl değişti?
Çizgi roman hakkında erken sayılabilecek bir yaşta yazmaya başladım. Mesafeli olmam gerektiğini düşünerek yazdım, bu durum okur olarak da etkiledi beni… Beğenileri biçimlendiren birçok etken var, yaşadığımız hayat, çevremizdekiler, mesleklerimiz, aidiyetlerimiz vesaire… Daha çok yerli çizgi romanlara ilgi gösterdiğim bir çocukluk geçirdim diyebilirim. Tutkuyla sakladığım kitaplarım oldu ama koleksiyoncu olmadım…Eskisi kadar iştahlı okumadığım çizgi romanı almaya devam etmem, bazen alışkanlıkla satın alırız, okumamaya başlamışızdır… O zamanlar mutlaka bırakırım, hatta bütünüyle elden çıkarma yoluna girdiğim çok olmuştur

Pişman olmaz mısınız? Keşke elimden çıkartmasaydım demez misiniz?
Çevremde çok koleksiyoncu var, gerekirse bana ödünç verebilirler, okurum, nefsimi köreltirim, geçer gider. Sahip olmak değil okumaktan söz ediyorum.

Çizgi roman camiası içerisinde kendinizi nasıl tanımlarsınız? Bir etkiniz var mı sizce?
Böyle sıfatları kendisine yakıştıranlar var mı ki? Bence ayıp böyle şeyler. Heyecan duyduğum işleri yapmaya çalışıyorum, hayat çok kısa yeni işlerle uğraşmayı tercih ederim doğrusu. Etki derken satışları yönlendirecek birisini kastediyorsan öyle birisi yok zaten.

İtibar görmüyor musunuz?
Küfür de duyuyorum. İnanın insanı motive eden bunlar değil. Elbette edebilir ama kendi adıma şöyle diyebilirim: İnsanı hayata asılmaya zorlayan biten bir işin hazzı ve yeni birisine başlamanın heyecanı…

Serüven kapanırsa ne olur?
Üzülürüm ama dünyanın da sonu değil sonuçta azınlığın dergisi Serüven.

Bir yokluk karşısında ne hissedersiniz diye sordum
Bir insanın ölümü kadar hüzün verici değil ki konuştuğumuz şey…Hani yanıbaşınızdaki insanın bir gün hiç olmaması değil bu. Ortada dergiler var, sayfalarını karıştırabilirsiniz…

Bir küskünlük, bir bıkkınlık olmaz mı?
Olur elbet…Ama hayat devam eder. Orada kalmayız.Yeni işler yaparız. Jodorowsky bir röportajında enerjiyim, çünkü çok yaşlıyım, yakında öleceğim diyor. Hayallerim var onları gerçekleştirmek istiyorum.

2006 yılında yapılmış bir röportaj, Sevda Ak adlı bir arkadaşımızla bitirme tezi için konuşmuştuk. bu bölümü koloni blog'ta yayınlanmıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder