Cumartesi, Eylül 17, 2022

Barbarella ve Safiye Sultan


Altmışlı yılların ikinci yarısında çıkan haftalık ABC gazetesinde yayınlanan Barbarella’yı okudum. Barbarella’yı ilk kez 80'li yıllarda Ankara’da ABC kitabevinde Fransızca albüm olarak görmüş, pahalı olduğu için alamamıştım. Yıllar sonra Türkiye’deki ilk yayınının G.Scognamillo aracılığıyla ABC gazetesinde gerçekleşeceğini öğrenecektim. Scognamillo, kendisiyle 1991 yılında yaptığım röportajda Jean-Claude Forest ile olan dostluğunu anlatmış, dizinin Türkiye’deki yayını sırasında yaşadıklarını aktarmıştı. O dönem çalıştığı gazeteye, Akşam’a önermiş örneğin, Forest telif de istemiyormuş filan ama gazetedekiler bu tutmaz diyerek ilgilenmemişler…

ABC, Kemal Uzan’ın gazetesi, tarz olarak (resimlerin kullanılışı, mizanpaj, fotoğraflar, spotlar, manşetler vs) Yeni İstanbul gazetesini andırıyor. Yeni İstanbul da Uzan ailesinin gazetesiydi. Popüler bir sol gazete olmak iddiasıyla ortaya çıkmış, transfer ettiği gazetecilerin kısa sürede ayrılmalarıyla (maaşları ödenmemişti) eski haline, klişe deyimiyle bulvar gazetesi biçimine geri dönmüştü. ABC, Yeni İstanbul’a benzer şeyler yaşıyor. Başlangıçta bir magazin gazetesi aslında ama edebiyat magazini de yapıyor. Ünlü edebiyatçılar, çizerler, eleştirmenler, çevirmenler yer alıyor gazetede. Sonra giderek skandal ve dedikodu gazetesine dönüşüyor. Barbarella gazetenin bu sürecinde “aralarda bir yerde yayınlanıyor”. Bir dönem çizgi romanlar yayınlayalım diye düşünülüyor muhtemelen. Barbarella tam sayfanın boydan yarısını kaplayarak yayınlanıyor. Hepinizin bildiği gibi Barbarella Frankofon kültüründe sansürle başı derde girmiş erotik bir çizgi roman. Filme  (elbette sansasyonelliği nedeniyle) uyarlanan dizide cinsel ilişkiye girmekten çekinmeyen, cinsel ilişkiyi bir tabu olarak görmeyen bir kadının serüvenleri anlatılır.

Barbarella’yı okurken, ilk olarak, ne kadar cesur, Fransa'da niye tartışılmış anlamak istedim, ikincisi bizde yayımlanırken nerelerde sansür edilmiş diye dikkat kesildim. Bazı kareler çıkarılmış, o anlaşılıyor çünkü… Peki erotizmi rahatsız edici mi derseniz eğer.. bir karşılaştırma yapayım. Yerli çizgi romanımız yaklaşım itibarıyla adult'turBarbarella ile kıyas götürmeyecek ölçüde "cesur", “açık” "tuhaf" sahneler içerir... Cinselliği imleyen sahneler o kadar çoktur ki... Daha bugün Azmi Nihad’ın yazdığı Şahap Ayhan’ın çizdiği Safiye Sultan’a (1953) baktım. Haremde cariyeler Safiye Sultan’ın ayaklarını o kadar beğeniyorlar ki ayakkabılarını çıkarıp ayaklarını öpüyorlar. Bu sahne 1953 yılında Yeni Sabah gibi muhafazakâr bir gazetede yayınlanıyor. 

Şunu sorabilirsiniz, madem bu kadar çok var, alışığız, niye Barbarella sansürlenmiş? Onun üzerinde spotlar var, gazeteciler dikkat çekeceğini bilirler cevabını vereceğim.

[2006 yılında yazmışım]

2 yorum:

  1. Levo sen bu Safiye sultan cariyeler sahnesini
    anlatınca aklıma hemen Halit Refiğ'in "Haremde Dört Kadın(1965)
    filminin şu meşhur sahnesi geldi

    https://www.google.com/search?q=haremde+d%C3%B6rt+kad%C4%B1n+lezbiyen&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=2ahUKEwiWztqPq7L6AhVRgs4BHRaQDOUQ_AUoAXoECAEQAw&biw=1163&bih=525&dpr=1.65#imgrc=tl5dMX-yl8ICHM

    Acaba dedim üstat Refiğ de bu sahneden
    ilham almış olabilir mi?

    Emrah Özen

    YanıtlaSil
  2. Mümkün, "harem" deyince popüler kültürün aklına geliyor bunlar, Yalaz da benzer telden şeyler anlatırdı

    YanıtlaSil