Altı yedi yıl olmuştur, bir reklamda yukarıdaki resimlere benzer bir mantık kullanılmış ve hatırladığım kadarıyla şehirde yürüyen birine çeşitli mesajlar verilmiş, esprili biçimde "kurban"la diyaloğa girilmişti. Hatırlayanlar olacaktır, Suat Gönülay'ın da tam da bu fikre dayalı güzel bir hikayesi vardır. O dönem haber olmuştu, Suat'la da telefonda konuşmuştuk. Fikri çalındığı için dava açmıştı. Neler oldu, dava nasıl sonuçlandı bilmiyorum ama o zaman düşüncelerimi kendime saklamıştım.
Kapalı bir toplum olduğumuz için kendi aramızda -Orta Anadolu ağzıyla- dönenip duruyoruz. Hele altı yedi yıl önce, internet bu kadar yaygın değilken misliyle döneniyorduk. Panoların konuşması fikri, Amerika'da o kadar çok kullanılır ki ilk kez kimin tarafından akledildiği hatırlanmaz bile. Grafik çalışmalarla ilgili derleme albümlerde sayısız örneğine rastlayabilirsiniz. Panonun mesaj vermesi bu bakımdan yeni değildir, bu kez ne yazmışlar diye merak edilir o kadar.
Yanlış anlaşılmasın, meramım başka. O dönem, o reklamcılar sahiden Suat Gönülay'dan o fikri çalmış da olabilir. Ama o gün de o fikir, Suat Gönülay'a ait değildi, sayısız kez yapılmışı vardı, hikayenin kendisi güzeldi. Hakkını yemeyelim, Suat bunu bilmiyordu ve muhtemelen hiç görmemişti. Bugün başka bir çağdayız, her türlü ince espriyi, yaratıcı ürünü seyredip yakalayabiliyoruz. Eskiden bu işler çoğu zaman tesadüflere kalabiliyordu. Yeni şeyleri herkes takip edemiyordu. Bugün bilmiyordum, görmemiştim demek çok daha zor.
Aklıma takıldı, yazayım istedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder