Çarşamba, Nisan 04, 2012

Seyrüsefer Defteri 21


Mor Menekşeler 26.Bölüm bitti (31 Mart). + İstanbul seyahati, yağmur, yorgunluk, rötar, endişe (29-30 Mart). + Geek Charming, Disney'in ergen filmi (28 Mart). + Dracula Prince of Darkness 1966, klip estetiği olmadan Dracula, yavaş güzeldir (27 Mart). + Wuthering Heights, kamera kullanımı ilginç, hikayenin önüne geçen bu tür kamera kullanımlarından çok hazzetmem ama itiraf edeyim bazen güzel olmuş (26 Mart). + Nostalji bahsine devam: The Lover, hâlâ güzel film (25 Mart).+  25.Bölüm senaryosu bitti (24 Mart). + Mission Impossible Ghost Protocol, ya yeter birisi de bu Amerika'ya füze göndermesin. Yine de çok şahane bir kaç sahnesi vardı (24 Mart). + Tarzan the Ape Man, tamam itiraf ediyorum Bo Derek için yeniden seyrettim (23 Mart). + Entelköy Efeköy'e Karşı, Dondurmam Gaymak'ın gerisinde kalmış. Mesaj kaygısı mizahı ötelemiş, zaafı olmuş ama neşeli ve iyimser film (22 Mart). + The Grey, doğa, uçak kazası, kurtlar... Kısa hikayeden film çıkmış, gerilimi başarmışlar, Kar içinde yürüyen bilge adam hikayesi de denebilir. (21 Mart). + Little Deaths: oyunculuklar kötü, snap endinge odaklanmışlar. Üç hikayenin sonuncusu başka bir yere gidecek potansiyele sahipmiş, kaçmış (20 Mart). + Bunraku, dar mekanda döğüş operası olmuş, klip estetiği, narsist lakırdılar, kahraman erkekler (19 Mart). + The Muppets, nostaljik bir hatırlatma olmuş, herhangi bir bölümün tekrarı gibi. Güzel espriler var, hatırlatma arzusu filmin önüne geçmiş (18 Mart). + The Ides of March'ı beğendim. Siyasi entrika hikayesi güzel işlenmiş. Clooney, Good Night kadar olmasa da hesaplaşmasını sürdürmüş + 24.Bölüm bitti (17 Mart). + Best Laid Plans, Fareler ve İnsanlardan ilham alınmış, güzel sahneler var, kenar hikayesi olmuş, e güzel, insancıl (16 Mart). + Albert Nobbs, iyi oyunculuk, battal hikaye (15 Mart). + Wyatt Earps Revenge, tv filmi havasında hantal (14 Mart). + Villa Captive, biliyorsun neler olacağını ama izliyorsun işte, vasat (13 Mart). + Un Monstér a Paris'i seyrettim, dramatik eşikleri iyi kurulamamış, karakter zaafiyeti var. Görselliği gayet başarılı (12 Mart). + Tuna'yla Max'e gittik. Tarzan, Star Wars, Tolkien, Indiana Jones, He-Man karışımı olmuş (11 Mart). + Let the Bullets Fly, komedi avantür, çok hızlı konuşan çekik gözlüler, komik şiddet, entrika, suçlular, hile içinde hileler (10 Mart). + Sleeping Beauty, tek kelimeyle tuhaf film (9 Mart). + London, underrated, teenage coolluğu, ayrılık acısı, delirium, kafa cilası filan, Jessica Biel güzellemesi de diyebilirdim, o sebeple not kıramıyorum (8 Mart). + Hung Sea 2 seyrettim, 25 dakikalık dizi, acayip...Halbuki American size diye bir şey vardır, bah! (7 Mart). + The Devils Double, Arap Gecesi, seyrederken nedense Kurtlar Vadisi filmleri kalitesinde demek gibi bir ihtiyaç duydum, vakit kaybı (6 Mart). + Anadolu Kartalları, Hollywood gişe filmi yapalım demişler, filmi yapabilmişler mi acaba diye izliyorsunuz.+  Nihayet arayıp ya devam et be kardeşim dediler, Altıpatlar ve Sihirbaz Hollywood'a gitmişler (5 Mart). The Madmen of Mandoras, Hitler'in beyni...Aaaaaa!! kötü film seyretmeden olmaz (4 Mart). + The Devils Hand (1962) naif bir pulp hikayesi, kötü film kontenjanından (3 Mart). + Bordello Death Tales, sineması kötü, daha iyi anlatılsa iyi olabilecek tek hikayesi var (2 Mart). + Saint, tuhaf bir mizahı var, vasat ama tempolu (1 Mart).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder