Pazar, Nisan 03, 2011

Seyrüsefer Defteri 9

Flickan Som Lekte Med Elden’i nasıl seyretmemişim, nasıl atlamışım bilmiyorum (31 Mart). + Maigret’in Medya ve İletişim Sosyolojisi’ni okuyorum, umduğumdan daha iyi bir kitap (30 Mart) + Merlin and Arthur The Lion King’i seyrettim, beğenmedim (29 Mart). + Kérity, la maison des contes'i seyrettim. Hınzırlığı yok ama güzel kurulmuş sahneleri var (28 Mart). +Misfits'i seyretmeye başladım (27 Mart). + İki gün İstanbul seyahati, üç toplantı...Akıntıya kapıldım, sürükleniyorum (26 Mart). + İyi çizer çıkmıyor epeydir, yeni ve ümit vaad ettiği söylenen işler var, onlar daha büyük hayal kırıklığı... Gerçekten beğeniliyorsa bunlar durum daha da fena (25 Mart). + Stanislas Gros'un Dorian Gray yorumunu okuyorum, daha önce yayınlanmış uyarlamalarla karşılaştırabilirim (24 Mart). + Jamal, Bir Sevgi Faresi çıkmış, muhtemelen hakkında bir yazı yazacağım (23 Mart). + London Boulevard'ı seyrettim, güzel bir kenar mahalle operası (22 Mart). +Blacksad hakkında bir yazı yazdım (21 Mart). + Çakallarla Dans'ı seyrettim. İyi başlıyor, iyi oyuncular var ama kalabalık yüzünden film ilk etkisini yitiriyor (20 Mart). + Season of the Witch, çizgi roman ruhlu filmlerden. Yetmişli yılların fantastik kılıçbaz hikayelerini andırıyor. Hemen unutulacak filmlerden... (19 Mart). + Irma la Douce'i seyrettim yıllar sonra...Wilder büyük yönetmen (18 Mart). + Oscar Nasıl Wilde Oldu kitabını okuyorum, uzun zamandır bu kadar güzel yazılmış biyografik makaleler okumamıştım (17 Mart). + Nihayet Berlin hakkında bir yazı yazabildim (16 Mart). + Tuna ile Sevimli Hayvanlar animasyonuna gittik, korkunç kötü bir mesaj vereceğim telaşı vardı. Hayvanlar finalde toplanıp BM'ye gittiler, of ki of... (15 Mart) .+ True Legend adlı bir Çin filmi izledim, epeyce kötüydü (14 Mart). + Wong Kar-wai'nin El adlı kısa filmini seyrettim. Eros adlı filmin parçasıymış, kendini izlettiren bir film, mekânlar, yakın planlar, sigara, nem... (13 Mart). + I saw the Devil adlı bir Kore filmi seyrettim. Epik şiddet diyorlarmış, garip olduğu kesin. Ne söylesem eksik kalacak, ne yapmak istedikleri hakkında daha uzun düşünerek bir şeyler yazmayı umuyorum (12 Mart). + The Illusionist animasyonunu seyrettim. İtiraf edeyim Tati işlerini pek sevmem. Çok sevimli, çok daha başarılı bir iş olmuş (11 Mart). + Hereafter'ı başlangıç bölümü yüzünden seyretmeye başladım. Eastwood filmi olduğunu sondaki jenerikten öğrendim. Garip biçimde sardı beni. Ve evet ikizler bana çok dokundu... (10 Mart). + Nasıl kar yağıyor, on yıldır böyle yağmamıştı Ankara'ya... Arabalar, şöförler acıyla kıvranıyorlar yollarda... Hoh hoh yaşasın kardanadam... (9 Mart). + Burke and Hare'ı seyrettim. Zengin bir arkaplanı var ama o ölçüde aktarılamamış, bazen teatral olmuş, mekan sıkıntısını da hissettirmişler. Buna karşın beğendim (8 Mart). + Get Low'u seyrettim. Uzak Amerikan taşrası, 1929 Arifesi...Sevdiğim sıkışmışlık... İyi oyunculuk var, finale doğru beklenti iyi yükseltiliyor. İtiraf, bu beklentiyi karşılıyor mu, orası tartışılır (7 Mart). + Tron Legacy, 10-14 yaş grubuna mı hitap edecek yoksa yeni bir Matrix mi olacak karar verememiş. Yeni bir dünya tasarımına gidilmiş, devamını çekmeyi hasaplamışlar (6 Mart). + Tuna'yla Rango'ya gittik, pek çocuklara göre değil. bir yanda Dersu Uzala diğer yanda kendine hayran western klişeleri filan derken film epeyce yavaşlıyor. Kahraman da pek iyi oturmamış (5 Mart). + Levent Gönenç ile bir yıla yakın süredir elimizde süründürdüğümüz ortak makalemizi bitirdik, İslamcı mizah dergileri hakkında akademik nitelikli bir makale (4 Mart). + The Rules of Attraction'u seyretmemiştim, Easton Ellis uyarlaması olduğunu sonradan farkettim. İlginç bir dil kurmuşlar, eğlencelikmiş (3 Mart). + Mizahta muhalefet ve hoşgörü miti hakkında bir yazı yazdım (2 Mart). + Digiturk başvurusuyla blogspot adresleri engellenmiş yine... Sıra dayağı atmayı seviyoruz. Ne desem boş... (1 Mart). +

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder