Perşembe, Ekim 21, 2010

Başbakan'la Tom ve Jerry gibiyiz


“Erdoğan, bugün (8 Temmuz) Gündoğdu Meydanı’nda yapılacak İzmir mitinginde, kendisinin vahşi Batı’nın yalnız kovboyu Red Kit’e, muhalefet liderlerinin de Daltonlar çetesine benzetildiği karikatürlü afişle karşılanacak. Karikatürde CHP lideri Deniz Baykal ‘Joe’, MHP lideri Devlet Bahçeli ‘Jack’, DYP lideri Mehmet Ağar ‘William’ ve GP lideri Cem Uzan ‘Avarel’ olarak tasvir ediliyor”.

Daltonlar, Turgut Özal’ın sadece ‘Red Kit’ okuduğunu söylemesinden yıllar sonra yine siyasi polemiklerin göbeğinde. Red Kit ile Daltonlar’ın zihnimizdeki yerinden midir bilinmez, AKP’nin seçim kampanyası amaçladığı sesi getirdi. CHP’nin Erdoğan’a yanıtı, Red Kit’i kendine mal etmek oldu. 10 Temmuz’da gazetelerde ‘Bu da CHP’nin Red Kit ve Daltonları’ başlıklı haberle yayımlanan karikatürde ‘Red Kit’ Deniz Baykal, ‘Avarel’ Erdoğan, ‘Jack’ Cüneyd Zapsu, ‘Joe’ Kemal Unakıtan, ‘William’ ise Sami Ofer olarak resmedildi. DP Genel Başkanı Mehmet Ağar, klasik tepkiyi verdi; Erdoğan için “Gitsin Red Kit, Tommiks, Teksas okusun” dedi.

‘Tommiks, Teksas’ kolaycılığıyla çizgi romanları ve okurlarını küçümsemek siyasette de âdetten olsa bile, politikacıların meramlarını anlatmak için çizgi karakterlere başvurduğu hatırı sayılır miktarda örnek vermek mümkün. Örneğin bu seçimde Daltonlar polemiği söz konusu, 2004 yerel seçimlerinden ise Temel Reis’li CHP kampanyası hatırlarda. Elzie Crisler Segar’ın eseri ıspanak tüketici güçlü denizci Temel Reis, 2004 seçimleri için ‘Anadolu Delikanlısı Yağız Oğlan Deniz Kaptan’a dönüştürülmüştü. 15 bölümlük çizgi dizinin kötü adamları ise tabii ki Tayyip Erdoğan esinli Kabasakal kırması Karasakal ve Kemal Unakıtan’dan feyz alınmış Mısırakıtan’dı. Her ne kadar bu benzetmeler bilinçli olarak dile dökülmese de AKP çok geçmeden tepkisini dile getirdi.

Tabii çizgi karakterlerden medet umanlara karşı takınılan o bildik tavırla... AKP Grup Başkan Vekili Eyüp Fatsa, Baykal’a ‘çizgi filmlerle uğraşacağına’ tabanı için sosyal demokrat projeler geliştirmesini salık verdi. Tayyip Erdoğan, Karadenizliliğine vurgu yaparak asıl Temel Reis’in kendisine yakıştığını iddia etti: “Hiç Akdeniz’den Temel Reis çıkar mı?” Baykal ise kendisine Temel Reis ile Kabasakal’ın ortak ‘arzu nesnesi’ Safinaz’ı hatırlatan gazetecilere, “Safinaz’ın ne olduğu önemli. Safinaz demokrasi perisi midir? Milletin aydınlık geleceği uğrunda mücadele ettiği bir olgu mudur? Onu öyle görmek lazım. Bir Safinaz vardır, Safinaz’dan içeri” diyerek kampanyasındaki ısrarını belli etti.

Tommiks koleksiyoner kahramanı

Zaten Tayyip Erdoğan onu farklı formlarda çizen karikatüristleri dava ededursun, siyasi rakipleri onunla atışırken sık sık çizgi karakterlerden medet umuyor. Erkan Mumcu’nun Erdoğan’la aralarındaki dinamiği Tom ve Jerry örneğiyle açıklaması, siyasetin ilginç çizgi karakter göndermelerinden. “Başbakan’ın 10 hakaretinden birine cevap verdim. Tom ve Jerry gibiyiz. Tom, Jerry’ye olmadık kötülüğü yapar, ev sahibi gelince birden uslu kediye dönüşür.”

Yani çizgi karakterler ve politika arasındaki ilişki, sayfalardan, ekrandan taştı, tersi bir seyir de izlemeye başladı. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisi ve çizgi roman bilirkişisi Levent Cantek, politikacılardaki çizgi roman tutkusunun gelip geçici bir heves olduğu görüşünde: “Mesela Red Kit’i herkes tanıyor mu, ulusal bir kampanyada bu ne kadar etkili olur bilmiyorum. Bunlar orta sınıfı etkilemek adına yapılan şeyler. Çizgi roman, şehir kültürünün bir parçasıdır. Bu adlandırmalarda günlük bir polemik var. Yani yarın unutulur. Bir de haber oluyor mesela. Konuşulur kılmak anlamında kampanyanın bir parçası. Ama ben genele gideceğini pek zannetmiyorum.”

Politik arenada yerli çizgi romanlara atıfların kalıcılık konusunda daha büyük bir şansı var gibi. Örnek yine Cantek’in verdiği Bülent Ecevit-Karaoğlan benzetmesi. Gerçi Bülent Ecevit’in lakabının, maceraları Suat Yalaz tarafından çizilen Uygur savaşçısıyla bir alakası yok. Ama diğer cephede tam bir sahiplenme söz konusu. Hatta Cantek, Yalaz’ın bir basın toplantısıyla Ecevit’i Karaoğlan’lıktan azlettiğini söylediğini bile aktarıyor. Cantek, araştırmalarında böyle bir basın toplantısının izine rastlamasa da bu iddia, sahiplenmenin boyutlarını gösteriyor. Haliyle çizgi roman sayfalarında politikaya, seçim arenalarında çizgi romanlara olduğundan daha fazla rastlanıyor (Cantek’in 1970’lerdeki tavrından giderek uzaklaşıp daha ulusalcı bir tavra büründüğünü söylediği ‘Abdülcanbaz’ ilk akla gelen örneklerden).

Son zamanlarda Daltonlar, Temel Reis, miting meydanlarından eksik olmasa da siyasetten çizgi romana yapılan göndermeler görece az. Bu da muhtemelen çizgi romana takınılan küçümseyici tavırla bağlantılı. Mehmet Ağar’ın “Gitsin Teksas, Tommiks okusun” diye eleştirdiği Başbakan’ın, kaçak Kuran kursları ile ilgili soruya kendi verdiği yanıt da pek farklı değildi: “Tommiks, Teksas okumaya kimse mani olmuyor. Kendi kitabını (Kuran) öğrenmesine niye mani oluyoruz?”

Yalnız Cantek’in, çizgi romanı Teksas, Tommiks örneği vererek küçümseyenlere bir hatırlatması var. İtalyan EsseGesse ekibinin 1950’lerde başlattığı bu iki western serisi, artık çocukların değil, 30 yaşın üstündeki koleksiyonerlerin raflarında. Çizgi romanın çocuklara göre olduğuna dair fikir, kafalara bu iki kahramanla nakşolduğundan, karşıdakinin bilgisizliği de hep onlara atıf yapılarak yüzlerine vurulmaya çalışılmış. Ne var ki Cantek, ‘Gitsin Teksas, Tommiks okusun’ ve benzeri atışmaları, şovenizmin, milliyetçiliğin yükseldiği, savaş çığırtkanlığının arttığı bu dönemde ‘kötünün iyisi’ olarak adlandırıyor.

Troçkist Avni

Tabii çizgi romanları kültürsüzlük göstergesi veya seçim malzemesi olarak kullanmayan siyasi oluşumlar da mevcut. İlk akla gelen örnek, her yönüyle üstünde durulası: Mayıs 2005’te Fransa’daki referandumda Avrupa Anayasası’na hayır oyunun çıkması, ‘Avanak Avni’ baskılı tişörtler giyen gençlerce kutlanınca Ferai Tınç da bu kahramanın Avrupa sivil siyasetindeki sıradışı yolculuğunu takibe almış. 12 Eylül sonrası Brüksel’e yerleşen Yiğit Bener’in, çalıştığı siyasi La Gauche gazetesine ‘renk katmak’ için kullandığı Avni sosyalistlerce, Dördüncü Enternasyonel’in gençlik kollarınca sahiplenilmiş. Bener’in Tınç’a aktardığına göre sonrası tam bir Avni çılgınlığı. Oğuz Aral’ın saf kahramanı rozet, flama ve pankartlarla yürüyüş alanlarına taşınmış. Meksikalı Troçkist grup PRT’nin dergisinin kapağına kadar çıkmış.

Yurtdışı sivil toplum örgütlerinden, siyasi oluşumlardan çizgi romanlara talep epey üst düzeyde. İtalya’da ‘Teks’i politik olarak kullanan örgütler, Güney Amerika’da ‘Tenten’in balonlarını değiştirerek seçim zamanlarında propaganda yapan oluşumlar, çizgi roman karşıtı Franco’ya karşı İspanya’da yeraltına inen ve haliyle politikleşen çizgi romanlar, Cantek sayesinde haberdar olduğumuz örneklerden birkaçı. Türkiye’ye gelindiğinde ise akla gelen en esaslı örnek Bergama’da siyanürlü altına pijamalı yürüyüşlerle yıllarca karşı koyan ve bu vesileyle ‘Hopdediks’ lakabını alan Bayram Kuzu ve ‘Asteriks’ Oktay Konyar. 2001’de yaşamını yitiren Bayram Kuzu’nun ölüm haberlerinde isminin önüne hep ‘Hopdediks’ lakabının getirilmesi, Bergama’daki sivil toplum hareketinin asi Galyalılarla nasıl özdeşleştirildiğinin kanıtı.

Son Daltonlar polemiğinde böyle bir özdeşleşmeden söz etmek zor. Red Kit de Daltonlar da rakibe dokundurma stratejisinden fazlası değil. Ama bu hafif dokundurmalar bile, sert havayı yumuşattığına göre Red Kit ile şürekasının ya da diğer çizgi roman kahramanlarının üzerimizdeki etkisinin boyutlarını biraz ortaya çıkarıyor.

[Erman Ata Uncu, 21.7.2007, Radikal Cumartesi]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder