Son birkaç yıldır Türkiye'de yayınevleri yurtdışındaki siyasi çizgi romanları çevirerek basmaya başladılar. Bu ilgiyi neye dayandırıyorsunuz?
Ticari bir ilgi olarak değerlendirmek daha doğru... Çizgi romanlar, en azından bugün için belirli bir ortalamanın üzerinde satıyor ve getirisiyle yayınevlerinin daha az satan kitaplarını kurtarabiliyor. Kendi adıma bunu yaşam mücadelesinin bir parçası olarak görüyorum. Diğer yandan tam da bu nedenden dolayı çizgi roman sevdiklerini, çizgi roman yayınlamak gibi bir arzu taşıdıklarını sanmıyorum. Politik bir ismin biyografik çizgi romanını yayınlayarak hem modadan ekonomik fayda faydalanıyorlar hem de siyasi ve kültürel duruşlarına halel getirmiyorlar.
Biraz daha geriye gitsek… Siyasi çizgi romanların çıkışı ne zamana dayanıyor?
Çizgi romanlar, gazete sahiplerinin gazeteleri daha çok insana nasıl satabiliriz arayışı içinde çıkmıştır. Az yazılı bol resimli bir anlatım tercihi sadece ticari değil siyasi bir tercihtir de. Daha fazla insanın ilgisini çekmek istiyorsanız çoğunluğun beklenti, öfke ve takıntılarını bilmek zorundasınızdır. Bir başka safha, popüler olan herşeyin siyasal iktidarın ilgisini çekmesidir. Örneğin radyoda ticari reklam kullanımı 1950’li yıllara kadar Amerika dışında ya yasaktır ya da çok sınırlı tutulmuştur. Devletler, kendi kontrolü dışında bir başka sesin konuşmasını istememişlerdir. Hemen her devlet, çizgi romanlara yönelik okur ilgisini kullanmak istemiş, propaganda amaçlı çizgi romanlar yaptırmış ya da sosyal, siyasi ya da pedagojik gerekçelerle onlardan yardım istemişlerdir. Amerika’yla birlikte savaşa katılmayan çizgi roman kahramanı neredeyse yoktur. Popülerliğin önemli bir ölçütü, yaşanan zamanı yakalamak olduğuna göre aksi de mümkün değildir. Sorunuzu siyaseti konu eden çizgi romanları düşünerek daraltmak bence eksik olur…
Neden?
Mesela sembolik olarak ilk çizgi roman kabul edilen Yellow Kid, bana göre, ilk politik çizgi romandır. Kimler komikleştirilmiş, kimlere karşı çıkılmış, neler savunulmuş diye baktığınızda liberalizmle ilgili tartışmaları, sınıf çatışmalarını görebiliyorsunuz. Bir genelleme yapacağım, çizgi romanlar, çoğunlukla gerçek dünyanın dışında bir evrende serüvenlerini yaşarlar, gerçeklik vehmini artırmak için aktüel gelişmelere değinirler, onları serüven adına vesile ederler. Naziler, komünistler, dünyaya hükmetmek isteyen hırslı kapitalistler serüven edebiyatının sıklıkla aklına getirdiği kötülerdir. Siyaset ve çizgi romanla ilgili popüler değerlendirmeler yapıldığındaysa Avrupa’da Tenten’in anti-komünistliği, Amerika’da Kaptan Amerika’nın emperyal gösterileri, Alan Moore’un anarşist kahramanı V bir çırpıda sayılır.
Türkiye'de siyasi çizgi roman devri ne zaman başlıyor?
Türkiye’de çizgi romanlar önce çocuk dergilerinde görülüyorlar, bu dergileri istisnasız öğretmenler çıkartıyor, içerikleri yerelleştiriliyor. Kahramanlar Türkleştiriliyor, milliyetçi vurgular istifleniyor. O sebeple bu ülkede ilk kez ne zaman yoğun ve yaygın oldularsa, siyasetle ilişkilerini de o tarihte kurdular demek zorundayız. Özellikle gazetelerde yayınlanan bantların dergilere göre daha politik nitelikli içerikleri olduğunu söyleyebilirim. Buna en iyi örnek, bizde çok sevilen, pek çok çizerimizi çizgi ve üslup olarak etkileyen, başarılı bir siyasi hiciv çalışması olan Al Capp’in Hoş Memo bantıdır. Bedri Koraman’ın ünlü Cici Can çizgi romanı bu diziyi model alır. Yine bizden bir örnek vermek gerekirse, ellili yıllarda popüler olan ve Fahrettim Kerim Gökay’ı tipleştiren Nihat Bali’nin Küçük Vali bantı, bir siyasetçiyi temel alması bakımından ilk olma özelliği taşıyor.
Siyasi çizgi romanların en rağbet gördüğü dönem ne zamandır mesela?
Bir toplumun siyasete geçmişten daha az ya da daha çok ilgi gösterdiğini ölçebilmek her zaman mümkün değil bence. Ama eğer bir popülerleşmeden söz edilecekse bu muhtemelen milliyetçi yanları mutlaka ağır basan bir popülerleşmedir. Böylesi bir popülerleşmeden beslenen ve onu besleyen popüler kültür ürünleri olması gerekir. İster istemez vulger bir rağbetten söz etmek durumundayız. Çizgi romanlar tam da bu dönemlerde mevcut açlığı giderirler, o açlık bittiği anda da unutulurlar.
Yani çizgi romanlar daha çok sağ anlayışa mı yatkın?
Çizgi romanlar çoğunluk değerlerine olan bağlılıkları nedeniyle herkesin kızdığına kızan, güldüğüne gülen bir içeriğe sahiptirler. Anti-entelektüelist ve anti-politiktirler. Siyasetçileri, kalem erbabını pek sevmezler. Cinsiyetçi ve ayrımcıdırlar, erkek anlatısıdırlar. Böyle baktığınız zaman genel anlamda sağcı bir yapıya sahiptirler, sol değerlerle üretilen muhalif işlerse her zaman sınırlı ve marjinaldir.
Türkiye'de yayınlanan siyasi çizgi romanlara dair dönüm noktalarından bahsetmek mümkün mü? 27 Mayıs, 12 Eylül gibi tarihlerin bu dönüm noktalarında etkileri vardır herhalde?
Bu dönüm noktaları, kültürel ortamı ne kadar etkiledilerse çizgi romanını da o ölçüde etkilediler. Türkiye’de çizgi roman üretimi, telif ücretlerinin cezbedici olması nedeniyle öncelikle ve asıl olarak gazetelerde gelişmiştir. Bunun anlamı şudur: tüm dünyada olduğu gibi çocukları değil gazetenin yetişkin okurunu da hesap ederek üretilmiştir bizim çizgi romanlarımız. Üreticilerinin tarih anlatıyoruz, eğlendirerek anlatıyoruz ya da unut(tur)ulan gerçekleri resmediyoruz iddialarını bu bağlamda düşünmek gerekir. Yetişkin bir okurun beğenileri hesaplanmıştır. Özellikle 27 Mayısın sonraki askeri müdahalelere kıyasla çizgi roman üretiminde daha fazla bir etkisi olduğunu söyleyebilirim. En önemli tarihi çizgi romanlarımız altmışlı yıllarda ilk kez üretiliyor, tesadüf değil bu… Şunu da hatırlatayım, o tarihe değin yazılan Kurtuluş savaşı romanı sayısı da altmışlı yıllarda yazılanların toplamından hayli geride.
Sizce Türkiye'de yayınlanan en siyasi çizgi roman hangisidir?
En güzel anlamında soruyorsanız, çevirilerden Maus diyeceğim. Türkçede bir cemaat yayını olarak çıktı ve bence dağıtılamadı, hak ettiği ilgiyi görmedi. Gerçekten niteliksiz çizgi romanların reklamlarla çok sattığını görüyor ve Maus için üzülüyorum. Joe Sacco’nun çalışmaları, Yalınayak Gen ve Persepolis hemen sayabileceğim diğer yabancı örnekler.
Çizgiler üzerinden siyaset, muhalefet yapmak neyi sağlıyor sizce?
Bunun cevabı o anlatıyı üreten çizer ya da yazarın hayata nasıl baktığıyla ilgili. Muhtemelen yapabileceği en iyi şeyle derdini anlatıyor, anlatamasa eksik kalacak. Hayatla hesaplaşmadan ne sanat yapılır ne siyaset…
Siyasi çizgi romanlar kimlere hitap ediyor?
Bu tür çizgi romanlar daha az sattığı için okur profilini ona göre belirlemek gerekiyor. Bana göre çizgi roman okurları genellikle erkeklerden oluşuyor, kitap okurları ise kadınlar ve öğrencilerden… Siyasi çizgi romanlar, kitap ve çizgi roman okurlarının sınırlı bir kesimince satın alınıyor.
Cumhuriyet Dergi, 12.9.2010, Esra Açıkgöz ile yapılan röportaj.
Görseli Levent Gönenç'ten aldım
link
Ticari bir ilgi olarak değerlendirmek daha doğru... Çizgi romanlar, en azından bugün için belirli bir ortalamanın üzerinde satıyor ve getirisiyle yayınevlerinin daha az satan kitaplarını kurtarabiliyor. Kendi adıma bunu yaşam mücadelesinin bir parçası olarak görüyorum. Diğer yandan tam da bu nedenden dolayı çizgi roman sevdiklerini, çizgi roman yayınlamak gibi bir arzu taşıdıklarını sanmıyorum. Politik bir ismin biyografik çizgi romanını yayınlayarak hem modadan ekonomik fayda faydalanıyorlar hem de siyasi ve kültürel duruşlarına halel getirmiyorlar.
Biraz daha geriye gitsek… Siyasi çizgi romanların çıkışı ne zamana dayanıyor?
Çizgi romanlar, gazete sahiplerinin gazeteleri daha çok insana nasıl satabiliriz arayışı içinde çıkmıştır. Az yazılı bol resimli bir anlatım tercihi sadece ticari değil siyasi bir tercihtir de. Daha fazla insanın ilgisini çekmek istiyorsanız çoğunluğun beklenti, öfke ve takıntılarını bilmek zorundasınızdır. Bir başka safha, popüler olan herşeyin siyasal iktidarın ilgisini çekmesidir. Örneğin radyoda ticari reklam kullanımı 1950’li yıllara kadar Amerika dışında ya yasaktır ya da çok sınırlı tutulmuştur. Devletler, kendi kontrolü dışında bir başka sesin konuşmasını istememişlerdir. Hemen her devlet, çizgi romanlara yönelik okur ilgisini kullanmak istemiş, propaganda amaçlı çizgi romanlar yaptırmış ya da sosyal, siyasi ya da pedagojik gerekçelerle onlardan yardım istemişlerdir. Amerika’yla birlikte savaşa katılmayan çizgi roman kahramanı neredeyse yoktur. Popülerliğin önemli bir ölçütü, yaşanan zamanı yakalamak olduğuna göre aksi de mümkün değildir. Sorunuzu siyaseti konu eden çizgi romanları düşünerek daraltmak bence eksik olur…
Neden?
Mesela sembolik olarak ilk çizgi roman kabul edilen Yellow Kid, bana göre, ilk politik çizgi romandır. Kimler komikleştirilmiş, kimlere karşı çıkılmış, neler savunulmuş diye baktığınızda liberalizmle ilgili tartışmaları, sınıf çatışmalarını görebiliyorsunuz. Bir genelleme yapacağım, çizgi romanlar, çoğunlukla gerçek dünyanın dışında bir evrende serüvenlerini yaşarlar, gerçeklik vehmini artırmak için aktüel gelişmelere değinirler, onları serüven adına vesile ederler. Naziler, komünistler, dünyaya hükmetmek isteyen hırslı kapitalistler serüven edebiyatının sıklıkla aklına getirdiği kötülerdir. Siyaset ve çizgi romanla ilgili popüler değerlendirmeler yapıldığındaysa Avrupa’da Tenten’in anti-komünistliği, Amerika’da Kaptan Amerika’nın emperyal gösterileri, Alan Moore’un anarşist kahramanı V bir çırpıda sayılır.
Türkiye'de siyasi çizgi roman devri ne zaman başlıyor?
Türkiye’de çizgi romanlar önce çocuk dergilerinde görülüyorlar, bu dergileri istisnasız öğretmenler çıkartıyor, içerikleri yerelleştiriliyor. Kahramanlar Türkleştiriliyor, milliyetçi vurgular istifleniyor. O sebeple bu ülkede ilk kez ne zaman yoğun ve yaygın oldularsa, siyasetle ilişkilerini de o tarihte kurdular demek zorundayız. Özellikle gazetelerde yayınlanan bantların dergilere göre daha politik nitelikli içerikleri olduğunu söyleyebilirim. Buna en iyi örnek, bizde çok sevilen, pek çok çizerimizi çizgi ve üslup olarak etkileyen, başarılı bir siyasi hiciv çalışması olan Al Capp’in Hoş Memo bantıdır. Bedri Koraman’ın ünlü Cici Can çizgi romanı bu diziyi model alır. Yine bizden bir örnek vermek gerekirse, ellili yıllarda popüler olan ve Fahrettim Kerim Gökay’ı tipleştiren Nihat Bali’nin Küçük Vali bantı, bir siyasetçiyi temel alması bakımından ilk olma özelliği taşıyor.
Siyasi çizgi romanların en rağbet gördüğü dönem ne zamandır mesela?
Bir toplumun siyasete geçmişten daha az ya da daha çok ilgi gösterdiğini ölçebilmek her zaman mümkün değil bence. Ama eğer bir popülerleşmeden söz edilecekse bu muhtemelen milliyetçi yanları mutlaka ağır basan bir popülerleşmedir. Böylesi bir popülerleşmeden beslenen ve onu besleyen popüler kültür ürünleri olması gerekir. İster istemez vulger bir rağbetten söz etmek durumundayız. Çizgi romanlar tam da bu dönemlerde mevcut açlığı giderirler, o açlık bittiği anda da unutulurlar.
Yani çizgi romanlar daha çok sağ anlayışa mı yatkın?
Çizgi romanlar çoğunluk değerlerine olan bağlılıkları nedeniyle herkesin kızdığına kızan, güldüğüne gülen bir içeriğe sahiptirler. Anti-entelektüelist ve anti-politiktirler. Siyasetçileri, kalem erbabını pek sevmezler. Cinsiyetçi ve ayrımcıdırlar, erkek anlatısıdırlar. Böyle baktığınız zaman genel anlamda sağcı bir yapıya sahiptirler, sol değerlerle üretilen muhalif işlerse her zaman sınırlı ve marjinaldir.
Türkiye'de yayınlanan siyasi çizgi romanlara dair dönüm noktalarından bahsetmek mümkün mü? 27 Mayıs, 12 Eylül gibi tarihlerin bu dönüm noktalarında etkileri vardır herhalde?
Bu dönüm noktaları, kültürel ortamı ne kadar etkiledilerse çizgi romanını da o ölçüde etkilediler. Türkiye’de çizgi roman üretimi, telif ücretlerinin cezbedici olması nedeniyle öncelikle ve asıl olarak gazetelerde gelişmiştir. Bunun anlamı şudur: tüm dünyada olduğu gibi çocukları değil gazetenin yetişkin okurunu da hesap ederek üretilmiştir bizim çizgi romanlarımız. Üreticilerinin tarih anlatıyoruz, eğlendirerek anlatıyoruz ya da unut(tur)ulan gerçekleri resmediyoruz iddialarını bu bağlamda düşünmek gerekir. Yetişkin bir okurun beğenileri hesaplanmıştır. Özellikle 27 Mayısın sonraki askeri müdahalelere kıyasla çizgi roman üretiminde daha fazla bir etkisi olduğunu söyleyebilirim. En önemli tarihi çizgi romanlarımız altmışlı yıllarda ilk kez üretiliyor, tesadüf değil bu… Şunu da hatırlatayım, o tarihe değin yazılan Kurtuluş savaşı romanı sayısı da altmışlı yıllarda yazılanların toplamından hayli geride.
Sizce Türkiye'de yayınlanan en siyasi çizgi roman hangisidir?
En güzel anlamında soruyorsanız, çevirilerden Maus diyeceğim. Türkçede bir cemaat yayını olarak çıktı ve bence dağıtılamadı, hak ettiği ilgiyi görmedi. Gerçekten niteliksiz çizgi romanların reklamlarla çok sattığını görüyor ve Maus için üzülüyorum. Joe Sacco’nun çalışmaları, Yalınayak Gen ve Persepolis hemen sayabileceğim diğer yabancı örnekler.
Çizgiler üzerinden siyaset, muhalefet yapmak neyi sağlıyor sizce?
Bunun cevabı o anlatıyı üreten çizer ya da yazarın hayata nasıl baktığıyla ilgili. Muhtemelen yapabileceği en iyi şeyle derdini anlatıyor, anlatamasa eksik kalacak. Hayatla hesaplaşmadan ne sanat yapılır ne siyaset…
Siyasi çizgi romanlar kimlere hitap ediyor?
Bu tür çizgi romanlar daha az sattığı için okur profilini ona göre belirlemek gerekiyor. Bana göre çizgi roman okurları genellikle erkeklerden oluşuyor, kitap okurları ise kadınlar ve öğrencilerden… Siyasi çizgi romanlar, kitap ve çizgi roman okurlarının sınırlı bir kesimince satın alınıyor.
Cumhuriyet Dergi, 12.9.2010, Esra Açıkgöz ile yapılan röportaj.
Görseli Levent Gönenç'ten aldım
link
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder