Pazartesi, Ağustos 16, 2010

Seyrüsefer Defteri 1

Tarasconlu Tartarin’i okudum, biraz eğlenceli biraz eski…Sanço ile Don Kişot, aynı insanda zuhur ederse fikrine dayandırılmış. Tahsin Yücel çevirisi (30 Temmuz). * Nihayet dün akşam Kick-Ass'ı seyrettim. Aaron Johnson'u Nowhere Boy filminde beğenmiştim, John Lennon'a benzemiyordu ama filmde başarılıydı. Bu filmi daha sonra çevirmiş, daha iyi oynuyor. İyi de bir oyuncu olacak. Film Defendor ile arka arkaya seyredilebilir (27 Temmuz). *Mr.Nobody'yi serettim. Bir Bilim kurgu draması. Nemo, isimli geleceği görebilen bir çocuğun yaptığı seçimlerle oluşan alternatif hayatlarını izliyoruz. What if sorusunu severim. Başka türlü bir karar verseydim nasıl bir hayat yaşardım sorusunu aklıma getirdiğim olur. Film epeyce dağılıyor ama güzel bölümleri var (23 Temmuz). * Peter Kuper'in Kafka uyarlamasıyla (Dönüşüm) ilgili bir yazı gönderdim Radikal Kitap'a. * Repo Men, aksiyon dolu bir BK filmi. Jude Law ve Forest Whitaker başarılılar. Eric Garcia'nın Repossession Mambo romanından uyarlanmış. Miguel Sapochnik atmosferi bugün gibi, işte yaşadığımız dünya der gibi istiflemiş (21 Temmuz). *Abimm (Yön.Şafak Bal) filmini seyrettim. Kimi sahneler gayet başarılı, kötü bir finali var. Her türlü Lennie Small tiplemesi ilgimi çeker, Levent Üzümcü oynamış bu kez (19 Temmuz). *Cuniçiro Tanizaki'nin Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi romanını (Can Yayınları) okudum. Asıl adı ne bilmiyorum, İngilizceden çevrilmiş çünkü. Pek de çılgın gibi gelmedi bana ihtiyar adam, üstelik arka kapak yazısını da içerikle uyumlu buldum diyemem. Gelinine âşık olan 77 yaşında bir adamın son günleri anlatılıyor. İlginç...(10 Temmuz). *Sine Mekân Sinemada Mimarlık (Varlık Yy., 2010) adlı kitabı bitirdim. Öğrenci ödevlerinden neden kitap yapıldığını anlamış değilim. Derste bir şeyler anlatırsınız, ödevler de o kapsamın sınanacağı nitelikte hazırlanır. Kitap başka türden bir çalışma gerektirmiyor mu? Çok mu zor diyor şarkısında Müslüm Gürses...(7 Temmuz). *Zeki Demirkubuz'un Kıskanmak (2009) filmini seyrettim. Çevremdeki pek çok insan filmdeki konuşma dilinin yapaylığından, müsamere havasından, oyunculuktan şikâyet etmişti. Bu sebeple bir parça önyargılı seyrettim. Faydası olmadı değil. Eleştirileri bilince o eleştirileri de hesap ederek seyrediyorsunuz. Örik'in harika romanını yine de güzel yorumlamış diyeceğim, evet yalan yok, kullanılan dil sırıtıyor. Romandaki dil aurası sinemaya taşınamaz diye düşünmüştüm, bu bakımdan yanılmamışım. Ben asıl olarak makyajın çok sırıttığını düşünüyorum (6 Temmuz). *Aziyade'yi (NTV Kitap) okudum. Uyarlama romana göre daha derli toplu olmuş. Bourgeron iyi bir çizer. Narsizmi ve oryantal edayı iyi yansıtmış (4 Temmuz). *Tuna ile Oyuncak Hikayesi 3'e gittik. Yine başarılı bir iş çıkarılmış. * Book of Eli'yi seyrettim, dün akşam. Tam bir vakit kaybı (3 Temmuz).

2 yorum: