Salı, Şubat 09, 2010

Bahçeye Kaçan Kedi

“Ne çok insan vardır her şeye evet ve amin diyen!” ihanetin prelüdü ve sıradan hain düşünceler... Yazarları durmadan pazar gününü yaşar, bozulan zamanı, mutlu çocukluklarını ve elbette taksiciler ile temizlikçilerini anlatırlar. Yoksulluğu konuşmak sapıklığı estetiğin... Öteki Türkiye, birikmiş dosyalar, sarhoş eden rakamlar... Sel basmış memleketi... Çeneleri köşeli aktörler, kalçaları yuvarlak manken-kızlar ve kendinden utanmayan kahkahalar...

Yeraltının dumanı tütüyor, konuşulmayan yangınlardan... Sallanan ay, dilek fincanı, kuyuya düşen çocuklar, buruce lii.. Babası bulut, anası çağlayan özlemler. Taksim’de uluyan otomobil alarmları. Televizyon, koca dayağı, binbir gözlü beddua ve Ülkücü hezeyanlar.

Mizahçılara ayrılmış bir cennet yoktur. Her kedi bahçeye kaçar. Topa tutulmalı dünya ne olup bittiği anlaşılsın diye. Mizahın birinci cildinde böyle yazar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder