Cumartesi, Haziran 29, 2013

Beyefendi, Erkeklere Methiye



Sinek kadar kocam olsun başımda bulunsunun yazarından, şimdi de bir “erkeklere methiye”! Kadın hallerini büyük bir ferahlıkla anlatmanın ustası, kadın bakış açısını “kadın bakış açısıdır” ilanı vermeden genişletmenin şen terzisi Hatice Meryem, bu eserinde başka tür bir kadın-erkek hikâyesi anlatıyor. Bir nevi aşk hikâyesi de diyebilirsiniz…  

Hatice Meryem, Beyefendi’yle çağdaş Türkçe edebiyata yeni bir tarz getiriyor. Mensur şiir mi demek lazım, manzum nesir mi? Kara mizah şenliği mi, acı bir ironi mi? Kategorisini boş verin; kâh hırsla, kâh boğazı düğümlenerek, kâh hergele bir tebessümle ama her halükârda heyecanla, tutkuyla okunacak başka türlü bir şey, Beyefendi

Olduğu Kadar Güzeldik





Yine yaz akşamları. Yaralı tekneler, küflü sesler. Erdek’te çay bahçeleri, bıkkın orkestra, tatsız garsonlar. Ezine, Susurluk, Bandırma, Burası Ankara, Orası Samsun! Yalandan bayılanlar, bilmezden gelinenler, kaybolan Dayılar… Uykusunda ağlayan adamlar, pişmanlar, yorgunlar. Para için mırın kırın, laf dokunduran konuşmalar. Nerede bu Türkan Şoray?

Mahir Ünsal Eriş, sokaktan gelen gürültüyü, bangır bangır Yıldız Tilbe dinleyen evleri resmediyor. Bi gevezeleşip bi susanları, iyi olalım be ne olur diyenleri, helallik isteyenleri anlatıyor. 

Olduğu Kadar Güzeldik, gazoza doğru çocuklaşan hikâyelerle çağlıyor, zamana dokunuyor. Eriş, hüzünlü mağlupların iyimser yazarı olmaya devam ediyor.